TBMM Sıhhat, Aile, Çalışma ve Toplumsal İşler Komitesi CHP Kümesi Sözcüsü Ünal Demirtaş, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda, Çalışma Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçesi üzerine bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), iyi yönetilmediği için çıkmaza sürüklendiğini söyleyen Ünal Demirtaş; “Biz SGK daha iyi yönetilirse elbette bundan şad oluruz. Bütün vatandaşlarımız SGK kurumu şemsiyesi altına girsin, kimse emeklilikte yaşa takılmasın, emeklilerimiz bir Avrupalı kadar iyi maaş alsın isteriz. Lakin SGK motamot Türkiye üzere, iyi yönetilemediği için bu gün bir çıkmaza sürüklenmiştir” dedi.

CHP’li Ünal Demirtaş konuşmasında şunları tabir etti:

SGK’YI ERDOĞAN BATIRDI: Bilhassa son üç yılda ki tek adam idaresinde, SGK’nın mali yapısı çok daha fazla bozulmuştur. Sayılar bunu göstermektedir. SGK’nın mali yapısının nerden nereye geldiğine baktığımızda, Genel liderimizin SGK Genel Müdürü olduğu 7 yıllık periyot ile ilgili bir gerçek dışı beyanlarla bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Sayın Genel Liderimiz sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun devri ile Ak Parti Genel Lideri sayın Recep Tayyip Erdoğan devrini bir karşılaştırma yapalım.

Genel Liderimiz Sayın Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü olduğu 1992-1999 periyodu yani 7 yıllık periyotta Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun “toplam açığı 4,6 milyar lira” olmuş, Sayın Erdoğan devrinde ise açıklar her geçen yıl artmış ve 2020 yılında rekor kırarak 69 Milyar 469 milyonTL. olmuştur. Sayın Erdoğan’ın başbakan ve cumhurbaşkanı olduğu ,19 yılda ise SGK’nın toplam açığı ise 449 milyar lira olmuştur. Yani SGK, Sayın Erdoğan periyodunda, Genel Liderimiz Kılıçdaroğlu devrinden tam 94 kat daha fazla açık vermiş. Yılları toplam olarak kıyaslamak gerçek olmayabilir diyelim.

Bu halde Sayın Erdoğan’ın birinci 7 yılına baktığımızda, (2003-2009 yılları) verdiği açık 146 milyar lira. Yani Sayın Kılıçdaroğlu periyodundan 31 kat daha fazla açık verilmiş. Sayın Erdoğan’ın son 7 yılına baktığımızda (2014-2020 yılları) verdiği açık ise toplam 204 milyar lira. Yani Sayın Erdoğan periyodunda, Sayın Kılıçdaroğlu periyodundan tam 44 kat daha fazla açık verilmiştir.

Neresinden tutsanız üzerinde düşünülmesi gereken bir tablo. Dolar bazında sayıları karşılaştırsak tekrar sonuç değişmiyor. O günkü kur üzerinden Sayın Kılıçdaroğlu’nun devrinde SGK’nın verdiği açık 21,2 milyar dolar, Sayın Erdoğan devrinde ise 202 milyar dolar .Yani dolar bazında Erdoğan periyodunda tam 10 kat açık verilmiş.

Yani üstten da baksanız, aşağıdan da baksanız, ortadan da baksanız, yandan da baksanız sayılar ortadadır. Bu durumda SGK’yı batıran Genel Liderimiz Kılıçdaroğlu değil, sizin Genel Lideriniz Sayın Erdoğan’dır.

TOPLU İĞNE UCU KADAR YANILGI BULAMADILAR: Kendi devrinde son derece başarılı bir genel müdürlük yapan Genel Liderimizin bir kuruşluk yanlışını bulabilmek için müfettiş ordusunu seferber ettiniz. Genel Liderimiz periyodu için 380 müfettişle, 200 sefer denetleme yaptırdınız. Didik didik ettiniz. Fakat boşa uğraştınız. Toplu iğne ucu kadar bir kusur, bir eksiklik, bir yanlış bulamadınız. Bulamazsınız da.

SGK MALİ AÇIDAN GÜÇ AYAKTA DURUYOR: Aktif/Pasif Oranı da Toplumsal Güvenliğin değerli parametrelerinden biridir. Genel Liderimizin SGK Genel Müdürlüğünden ayrıldığı 1999 yılında aktif/pasif oranı ortalama 2.24, sizin iktidarı devraldığınız 2002 yılında ise ortalama 2.04, 2020 yılında ise ortalama 1.87. Meğer Stajyer ve kursiyer üzere gerçekte prim ödemeyen kesitler hariç tutulduğunda ise yani mecburî sigortalılarda Etkin / Pasif oranı 1.69 seviyesinde kalmaktadır. Aktif/Pasif oranı sizin devrinizde düşmüş. Yani başarısız olmuşsunuz. Yani 1 emekliye 2 çalışan bile değil. Halbuki Avrupa ülkelerinde 1 emekliye 4 çalışan düşmektedir. Aktif/pasif sigortalı oranının bu halde dramatik olarak azalması Toplumsal Güvenlik sisteminin mali bakımdan ayakta durabilmesini zorlaştırmakta ve büyük risk oluşturmaktadır…

BÜTÇE TRANSFERLERİ 25 KATINA ÇIKTI: SGK’daki açıklar büyüdükçe, bütçeden yapılan transferler de artmış,2002’de yaklaşık 10 milyar TL olan “bütçe transferi” 2020’de 25 katına çıkarak, yaklaşık 249 milyar TL olmuştur. Bu transferler yapılmasın demiyoruz. Elbette yapılsın. Toplumsal devletin bir gereğidir bunlar. Fakat SGK’ya yapılan bütçe transferleri sayıları da kurumun iyi yönetilmediğinin bir öteki parametresidir.

10 MİLYON KİŞİNİN TOPLUMSAL GÜVENLİĞİ YOK: İş ve çalışma hayatı ülkemizdeki en problemli alanlardan biridir. Toplumsal Güvenlik doğumdan mevte kadar 83 milyon vatandaşımızın tamamını direkt ilgilendiren çok değerli bir olgudur. Türkiye’nin imzaladığı 102 no’lu İLO kontratı ve Anayasamızın 60’ıncı hususundaki “Herkes toplumsal güvenlik hakkına sahiptir” düzenlemesi ile vatandaşlarımız için toplumsal güvenlik alanında bir “koruma şemsiyesi” oluşturulmuştur. Fakat işsizliğin ve kayıtdışılığın çok yaygın olduğu ülkemizde ortalama 10 milyon vatandaşımız toplumsal güvenlik şemsiyesinin dışındadır. 2021 yılı sayısı 9 MİLYON 500 bindir. Halbuki 83 milyon vatandaşımızın tamamının toplumsal güvenlik şemsiyesinin içinde olması gerekmektedir”

COVİD-19 KAÇ SIHHAT ÇALIŞANI İÇİN MESLEK HASTALIĞI SAYILDI?

Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe görüşmelerinde Ünal Demirtaş, SGK datalarına nazaran kaç sıhhat çalışanının hayatını kaybettiğini sordu. Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’nın bu mevzudaki önergeleri neden cevaplamadığını ve sayısı neden gizlediğini de soran CHP’li Demirtaş, “Sizin bilgilerinize nazaran Covid-19 nedeniyle kaç sıhhat çalışanı ömrünü yitirmiştir? Bu sıhhat çalışanlarından kaçının yakınları yasal haklarını elde etmek için Bakanlığınıza müracaatta bulunmuştur? Bu müracaatlardan kaçı Bakanlığınızca kabul edilmiştir? Talebi kabul edilen hak sahiplerine ne üzere yasal haklar verilmiştir? Ve tekrar bu hak sahiplerinden kaçı görev malullüğü haklarından yararlandırılmıştır?” dedi.

Ünal Demirtaş, ayrıyeten Çalışma Bakanı’na, bütçe görüşmelerinde “Son üç yılda Toplumsal Güvenlik Kurumunun toplamda ne kadarlık prim alacağı vakit aşımına uğramıştır?, “Yine, son üç yılda Toplumsal Güvenlik Kurumuna ilişkin kaç gayrimenkul satılmıştır ve bu satışlardan toplamda ne kadar gelir elde edilmiştir?” sorularını yöneltti.

Cumhuriyet