DUVAR- HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, gündemden düşmeyen kabahat örgütü önderi Sedat Peker’in tezleri ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği yanıtı eleştirdi. Meclis Genel Heyeti’ndeki Sigortacılık Kanunu görüşmelerinde partisi ismine kelam alan Kerestecioğlu “Bu kadar sessiz, soluksuz, aslında sası diyeceğim bir Mecliste ne konuşacağımı bilemiyorum zira hiçbir şey yok. Yani bir heyecan yok, bir müzakere yok, halkın rastgele bir kaygısına deva olacak bir şey yok” dedi. Kerestecioğu’nun değerlendirmeleri özetle şöyle:
‘HEPSİ BİRBİRİNE KARIŞMIŞ’
“Hani ‘ekonomi’ diyorsunuz, büyük Köfteci Yusuf operasyonundan mı konuşayım mesela? Bir Bakanın yaptığını argüman ettiği, sahiden memleket için büyük kıymet taşıyan Köfteci Yusuf operasyonu. Evet, ben tecrübeli gazeteci Ali Topuz’un kelamlarıyla tabir edeyim: “Bir orta toplam yapalım şu periyoda ait. Namus, vatan, millet, devlet lafları çıkınca nutuklardan şu laflar kalıyor: Kumar, mafya, soygun, arazi, çökme, kıytırık marina, uyuşturucu, prensler, prensesler, sayılı zenginler, iş insanları. Birinci öbekteki laflar yani namus, vatan, millet, devlet bunlar hengamede kullanılan silahlar; ikinci öbekteki laflar hengamenin alanı. Peker ‘Alanda çok aşçım var’ dedi özetle.” Halka düşen ne buradan? Yoksulluk, yoksulluk, yoksulluk, haksızlık, adaletsizlik… Meclis’e düşen ne? Sessizlik, sessizlik, sessizlik… Söylenen berbat, cinsiyetçi, fütursuz kelamların sahibi kim, hangisi söylüyor; siyasetçinin lafı mı o yoksa organize hata örgütünün lafı mı onlar bile muhakkak değil, hepsi birbirine karışmış, anlaşılmıyor bile.
‘KAFALARINI KUMA GÖMEN SAVCILAR’
Evet, su çürüdü ve tuz koktu, memleket, memleket değil. Kız babasıyım, kız babasıyım diye tutturan bir mafya babası. Hatta buradan yürür ailenin değerine dem vurup buradan duyar kasabilir, hassaslık yapabilir. Sanırsınız her şey çok olağan ve bunu olağanlaştırmak hakikaten en büyük tehlike ve utanç bu ülke için. Ben babamdan kelam edeyim, benim babam da 2 kız babasıydı ve hakikaten yalnızca bizleri okutmak için didindi, namusuyla helalinden kazandıklarıyla. Bugün var mı, namusuyla helalinden kazandı diyebileceklerimizin sayısı hakikaten azalmadı mı? Ve bunları normalleştirenler tıpkı vakitte başlarını kuma gömen savcılar da utanç bu ülke için. Bütün bu savlar için olağan bir ülkede onlarca dava açılırdı, onlarca soruşturma açılırdı fakat hayır, onlar kendi konforlarını düşünüyorlar ve başlarını kuma gömüyorlar. Evet, sahiden su çürüdü, tuz koktu, yoksulluk, yolsuzluk arşa erdi ve ben diyorum ki ‘Yeter artık!’ demek yetmiyor, hakikaten birinize istifa da değil topunuza istifa, topunuza istifa. Artık bıçak kemiğe dayandı herkes için.
‘NE YAPARSAM YAPAYIM BAŞIMA BİRŞEY GELMEZ SOYUNDANLAR’
Peker ne diyor siyaset ve iş dünyası alakalarını anlatırken? “İmam mı bilecek, olağan ben bileceğim.”. Alışılmış o biliyor, hatalı olan bilir zira, cürmünü bilir, hata ortaklarını bilir, çok iyi biliyor ve anlatıyor. Evet, absürt ötesi bir ülkede absürt ötesi kesitler yaşıyoruz ve hepsi birebir soydan bunların. O denli kibirli, o denli küstah, o denli fütursuz zira ne kadar kötülük ve haksızlık yaparsam yapayım başıma bir şey gelmez soyundanlar ve kişi kendinden bilir işi. Bu cinsiyetçi, mafyacı, siyasetçi delikanlılar, bayanların tırnağı olamaz ancak her fırsatta da bayanlara lisan uzatırlar. Ağzınızı temizleyin artık, ağzınızı temizleyin; tükürüklerinizden kirlendi bu ülke, hakikaten tükürüklerinizden kirlendi.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
