FOX’un reyting rekortmeni dizisi Yasak Elma’da Zehra karakterini canlandıran oyuncu Şafak Pekdemir, dizinin ikinci direktörü Oğulcan Eren Akay ile Cihangir’de görüntülendi.

Oğulcan Eren Akay, kendilerini görüntüleyen magazin muhabiri Barış Agil’e saldırdı.

Yaşanan olay sonrası Magazin Gazetecileri Derneği’nden çok sert bir açıklama geldi.

Medyaradar’da yer alan habere nazaran, “Gazeteciye yönelik berbat hücum ve şiddeti kınıyoruz” başlıklı açıklamada, Akay için ‘Bu yeni yetme şöhretler’ tabirlerine yer verildi.

Derneğin açıklamasının tamamı şöyle:

“GAZETECİYE YÖNELİK YAKIŞIKSIZ SALDIRIYI KINIYORUZ”

“Saygıdeğer kamuoyumuza,

Medyaya da yansıdığı üzere; ‘Yasak Elma’ isimli dizinin oyuncusu Şafak Pekdemir ve tıpkı dizinin ‘ikinci’ direktörü Oğulcan Eren Akay, dün akşam saatlerinde -o sırada misyonlarını yapmakta olan- muhabirler tarafından “KAMUYA AÇIK ALANDA” görüntülenmişlerdir.

Ardından, Oğulcan Eren Akay isimli şahıs, muhabirleri kelamlı hücum ile taciz etmiş, bununla yetinmeyip, “Birazdan ben size göstereceğim!” kelamlarıyla tehdit ederek, meslektaşımız ve derneğimiz üyesi, Kanal D muhabiri Barış Agil’e baş atmak suretiyle fiziki atak gerçekleştirmiş, tüm yaşananlar da kameralara yansımak suretiyle kayıt altına alınmıştır.

Üzülerek görmekteyiz ki, kamuoyunun da her seferinde şahit olduğu; varlığını halkın teveccühüne borçlu olan, bir kısmı süreksiz şöhretlerinin sarhoşluğunu, egolarının tatminsizliğini yaşayan yeni yetme ünlülerin hiç bir şeye aldırış etmeden “KAMUYA AÇIK ALANDA”ki haber bedeli taşır hal ve davranışları, gazeteciler tarafından görüntülenmekte ve de bu tıp tatsız olaylar sıklıkla yaşanmaktadır..

Bu yeniyetme şöhretler, bir de üstüne üstlük durumu görüntüleyen ve haberleştiren gazeteci meslektaşlarımıza karşı “saygı sonlarını aşan, küçümseyen, hakarete varan tabirlerle kelamlı ve yazılı akın lisanını kullanmakta, sözel ve fiziki olarak da mobbing uygulamakta, taciz etmekte ve örneğinde de görüldüğü üzere saldırmak suretiyle kaba kuvvet ve şiddet uygulamaktadır.

Bu durum, kamuoyunun gözünden kaçmamakta, HAFIZALARA KARA LEKE olarak kazınmaktadır.

Saygıdeğer kamuoyu,

Söz özgürlüğü ayrımsız bir formda herkes için vazgeçilmez ve korunması gereken bir haktır.

Bu hakka yönelik yapılan her türlü müdahale ve bu müdahalelere yürek veren cezasızlık hali, kelamlı, yazılı yahut fiili olarak yeni şiddet olaylarını doğurmakta ve cüret vermektedir.

Bir defa daha hatırlatma yarar görmekteyiz:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin, -Resmi Gazete’de 14/11/2017 tarih ve 30240 sayılı nüshasında yayımlanan- ilgili kararının “Genel İlkeler” başlığı altında yer alan 44’üncü hususunda de yer aldığı üzere;

“Bireyin mahrem alanının genişliği toplumsal ömür içindeki pozisyonuna bağlı olarak değişebilmektedir. Kamuya mal olmuş siyasetçi, sanatçı ve atlet üzere şahısların mahrem alanları kamuoyunda bilinirlik derecelerine bağlı olarak daralabilmektedir. Olağan bir birey bakımından mahrem alana dâhil kabul edilen birtakım kişilik bedellerinin kamuya mal olmuş şahıslar istikametinden aleni hayatın bir ögesi olarak görülmesi mümkündür. Çünkü bu şahıslar daima göz önünde bulunduklarından bunların özel hayatlarının bir kısmı mahrem olmaktan çıkmış ve toplumsal statülerinin bir kesimi hâline gelmiştir. Bu bireylerin toplumsal statüleri gereği alenileşen kişilik kıymetlerinin mahrem alana dâhil görülmesi mümkün değildir.”

Hukuk otoritelerinin sık sık altını çizdiği şu gerçek de kimse tarafından unutulmamalıdır:

“Basın özgürlüğü gazetecinin şahsına tanınmış bir imtiyaz değildir. Gazeteciye tanınan garanti halkın haber alma hakkının garantisidir. Birileri istese de, istemese de gazeteci olayları izleyecek, araştırma yapacak, değerlendirmede bulunacak ve elbette ki tüm bunları halkla paylaşacaktır. Bu gazetecinin sorumluluğudur.”

Birlik ve beraberliğe, müsamaha ve sevgiye gereksinim duyduğumuz şu günlerde, yalnızca ve yalnızca yükümlü oldukları vazifesi ifa eden meslektaşlarımıza karşı ünlüler tarafından yapılan kelamlı, yazılı ve kaba kuvvet kullanılan taarruzları kınıyor; meslektaşlarımıza yönelik yaşanan bu haksız davranışlara karşı kamuoyumuzun yetkili mercilerin ve TV kanalı yöneticilerinin sessiz kalmayacağını umuyoruz.

Hürmetle duyururuz

Magazin Gazetecileri Derneği

İdare Kurulu”

Cumhuriyet