Sedat Peker’in avukatlarının pasaportları iptal edildi. Peker ile hiç yüz yüze gelmemiş ve yalnızca bir davasında vekaleti olan avukatın pasaportu hakkında da iptal kararı verildi. Pasaportu iptal edilen avukatlardan Ersan Barkın, pasaportunun neden iptal edildiğine ait bir bilgisi olmadığını kaydetti.
Barkın şunları söyledi: “Şunu biliyorum, yalnızca bana özel bir iptalden kelam etmiyoruz. Sayın Peker ismine devam eden ya da geçmişte rastgele bir davaya vekalet koyan avukatların tamamına yönelik bir önlem olduğunu gördük. Öbür meslektaşlarımızla kurduğumuz irtibat sonucunda pasaportumun iptal edildiğine dair yazıyla karşı karşıya kalmadım. İptal edilme münasebetini de bilmiyorum.
‘HUKUKA UYGUN BİR YETKİ DEĞİL BU’
Şunu biliyoruz, Türk hukukunda bir kişinin yurtdışına çıkışını engelleyecek iki önlem vardır. Bir tanesi cumhuriyet savcısının hakkınızda yürüyen bir soruşturma kapsamında size yurtdışına çıkış yasağı talep etmesi, isimli denetim talep etmesidir. İkincisi de kanun kararında kararname ile geldi. 2019’da anımsadığım kadarıyla kanunlaşan, İçişleri Bakanlığı’na terör, terör örgütleriyle irtibat, iltisak halinde olan kimselere dair, varsa pasaportlarının iptali, yoksa yine bir pasaport verilmemesine dair idari yaptırım yetkisi var. Elbette hukuka uygun olan bir yaptırım yetkisi değil bu. Çünkü Anayasa’da var olan seyahat özgürlüğü kapsamında hukuka uygunluğunun kıymetlendirilebileceği bir önlem bile değil.
‘KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL’
Bir avukatın, avukatlık faaliyeti nedeniyle, salt bu münasebetle, salt bir kimsenin avukatı olduğu ve bu husustaki vekaletnamesini evraka ibraz ettiği nedeniyle bir soruşturmayla karşı karşıya kalması ya da soruşturma içinde ya da dışında kişinin hak ve özgürlüklerine müdahale edecek biçimde idari yaptırımla karşı karşıya kalması, kabul edilebilir değildir. Bu Türk hukukunda, Türk demokrasi geleneğinde de değildir. Milletlerarası hukukta da değildir. Müvekkilim son periyotta yayınladığı görüntülerde söz ediyor daima biliyorsunuz. ‘Bu benim şahsi davamdır’. Kendi söyledikleri, kendi ortaya koyduklarının doğruluğunu ya da yanlışlıklarını kıymetlendirmek savcılıklara ve kamuoyuna ilişkin. Kendisini vekili olmamız nedeniyle bu türlü bir durumla karşı karşıya bırakılması avukatların, her avukatın, meslek örgütlerinin, (Türkiye) Barolar Birliği Başkanlığının, baroların, tüm yurttaşların karşısına geçmesi gereken haldir.
‘ÜLKEMİN GELECEĞİ AÇISINDAN KAYGILANMAMA SEBEP OLUYOR’
Bu tavırla politik bir davada hiç kimsenin avukatlık yapmaya cüret edebileceği bir ortam yaratamazsınız. Hayatım boyunca bu neviden politik davalarda vazife almış avukat olarak söylüyorum, 16 yıldır bu mesleği yürütüyorum. Hayatımın hiçbir periyodunda bu türlü bir tehlike ile karşı karşıya kalacağımı düşünmemiştim. Bununla da karşı karşıya kalmak açıkçası ülkemin geleceği açısından da kaygılanmama sebep oluyor.”
‘MESAJIN MUHATABI BEN DEĞİLİM’
Barkın yalnızca avukatlık mesleğinin gereklerini yerine getirdiğine “Ben yalnızca bir avukatım” diyerek dikkat çekerken, şunları söyledi: “Avukatın siyasi olarak, temsil ettiği davalarla özdeşleşmesi, avukatlık mesleğine uygun değildir. Biz bu uygunluğu, tersliği her adımımızda kıymetlendirerek, yol alan insanlarız. Münasebetiyle verilmek istenen ileti nedir, ne amaçlanıyordur, bunu bilmiyorum, açıkçası ilgilenmiyorum da. İleti vermek istiyorlarsa, bildirinin muhatabı her halde avukatlar olmaz.”
‘GEREKÇESİ ORTAYA KONULURSA BAŞVURULUR’
Pasaportunun iptaline ait şimdi bir hukuksal teşebbüste bulunmadığını aktaran Barkın, avukat olduğu için bu durumla karşı karşıya kalmasının kabul edilebilir olmadığına da vurgu yaparak, “Bu önlemin münasebetini şimdi öğrenmiş değilim. Bunun münasebeti haklı bir oranla ortaya konulmazsa, elbette Türkiye Cumhuriyeti’nin maddelerinin müsaade verdiği oranla başvurulur” dedi. (ANKA)
Gazete Duvar
