HDP Parti Meclisi, gündemdeki gelişmeleri kıymetlendirmek üzere 6 aylık bir ortadan sonra yüz yüze toplandı. Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Newroz meydanlarındaki coşkunun kararlılıklarını pekiştirdiğini belirterek, hakları kazanmanın tek yolunun kesintisiz uğraş olduğunu söyledi.
Sancar’ın konuşması başlıklar halinde şöyle:
BİZ GÜNDEMİMİZİ KONUŞACAĞIZ: Kıymetli bir toplantı, Türkiye’nin gözü kulağı bizde. Burada ne konuşulacak diye merak ediyorlar, etsinler. Biz gündemimizi konuşacağız. Bize dayatılan gündem kapatma davası, vekilliklerin düşürülmesi, siyasi operasyonlar. Bizim gündemimiz ise halkın gündemi. Bu gündemi Newroz meydanlarından Artvin’e, Hopa’ya kadar bütün ülke ile dinamik biçimde paylaştık. Newroz meydanlarından verilen bildiri açıktı. Bu ülkede beşerler özgürlük istiyor, eşitlik istiyor, iradesine sahip çıkıyor. Newroz meydanlarında toplanan milyonlar halkın dayattığı gündemlere açık ve güçlü bir biçimde yanıt verdiler. Bu karşılık irademize sahip çıkıyoruz, özgürlüğümüzü savunuyoruz iletisi idi. Evet bu ileti bize bu periyotta en güçlü takviye olmuştur.
BEŞERLER AŞINI, İŞİNE, ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAKTA KARARLI: Meydanlardaki coşku bizim haklılığımızı ve kararlılığımızı pekiştirmiştir. Artvin’de Hopa’da arkadaşlarımızın iktisat, iş, aş, yoksulluk. Eşitsizlik gündemi ile yaptıkları toplantılardan da birebir bildiriler çıktı. Beşerler aşına, ekmeğine, özgürlüğüne, onuruna sahip çıkmakta kararlı. İktidar tükeniyor, tükendikçe elinde kalan tek imkanı devreye sokuyor. Bu imkan da devletin çıplak sıkıntı aygıtıdır. Polisi ile yargısı ile demokrasi güçlerini sindirmek istiyor. Böylelikle iktidarını sürdürebileceği inanıyor. Halbuki bu halka verebilecekleri bir şey kalmadığını herkes görüyor, kendileri de biliyor.
TEK YOL KESİNTİSİZ UĞRAŞ: Art geriye çeşitli planlar, bildirgeler yayınlıyorlar, insan hakları aksiyon planı ismi altında bir evrak açıklıyorlar, iktisat hareket planı bir program açıklıyorlar, bunların tamamının manası aslında geçmişten bugüne bu ülkeye yaptıkları çöküşlerin itirafıdır. İnsan hakları aksiyon planı insan haklarını nasıl ayaklar altına aldıklarının açık itirafıdır. Bu iktidarda insan hakları alanında kendi yaptıkları tahribatları düzeltecek bir adım beklemiyoruz. Haklar onlara gereksinim duyanlarındır. Haklar onlarla yaşamayı istek eden insanlarındır, halklarındır, toplum kesimlerinindir. Münasebetiyle hakların kazanılmasının da tek yolu vardır: Çaba, kesintisiz uğraş. İnançla, kararlılıkla haklara ve özgürlüklere sahip çıkmak, bunları geliştirmek, geleceğe en hoş halde devretmektir.
İKTİSAT SİYASETLERİ, SAVAŞ SİYASETİNİN ÇÖKÜŞÜNÜN İTİRAFI: İktisat alanında açıkladıkları program aslında talanın, rantın, savaş siyasetlerinin çöküşünün açık itirafıdır. Neyi makus yaptılarsa o programda kendi itiraflarıyla görebilirsiniz. Bizler de diyoruz ki açıkladığınız aksiyon planlarının sizi iktidarda tutacak rastgele bir imkan yaratması kelam konusu olamaz Zira bu çöküşün sebebi bizatihi bu iktidardır, bu iktidarın zihniyetidir, icraatlarıdır.
DAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK DAHA FAZLA REFAH DİYORUZ: Bütün bunlar yaşanırken, bilhassa 2018 seçimlerinden bu yana iktisat giderek çökerken ve bu çöküşün yükünü geniş halk kesitleri omuzlamak zorunda kalırken, hatta ezilenler, fakirler, işçiler bu yükün bedelini ödemeye zorlanırken, iktidar öbür gündemler yaratmaya çalışıyor, insanları diğer gündemler üzerinden kendi programının, fikirlerinin ardına dizmeye çalışıyor. Bunların başında kutuplaştırma, ayrımcılık, tansiyon ve savaş siyasetleri geliyor. Bu iktidarın şu an bu ülkede geleceğe dair bayanlara, gençlere, işçilere, halklara söyleyebildiği tek şey daha fazla baskı, daha fazla şiddet daha fazla ayrımcılıktır. Biz de bunun tam aykırısını söylüyoruz. Daha fazla özgürlük, daha fazla refah ve eşitlik diyoruz, ve kesinlikle savaş siyasetlerine karşı toplumun inşa edeceği barışı daima lisana getiriyoruz.
EŞİT ÖMRÜ VE BARIŞI GETİRECEK OLAN HDP FİKRİYATIDIR: Bize yönelen baskıların temelinde de bu var. Bu ülkenin geleceğine en güçlü programı sunan parti HDP’dir. Bu ülkede özgür ve eşit bir ömrü, barışı getirecek olan fikriyat HDP fikriyatıdır. Bu ülkeden baskıyı yasakları talanı palavrası çıkaracak olan güç HDP’nin etrafında kenetlenen halkların gücüdür. İşte bunu bildikleri için de bizi denklemin dışına çıkaracak operasyonları devreye sokuyorlar lakin bunların beyhude olduğunu bir defa daha açıklıkla söyleyebilirim. HDP’yi denklemin dışına çıkarmaya çalışan, HDP fikriyatını, öncesindeki bütün örgütlenmeleri, partileri denklemin dışına çıkarmaya çalışan siyasi iktidarların ve partilerin kendileri erimiş, tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür. Bu sefer de bundan farklı olması için hiçbir neden yok. Tam aksine birebir şeyin daha çok tekrar etmesi için daha fazla neden var.
HDP ÜLKENİN AYDINLIK GELECEĞİDİR: HDP’yi kapatmaya çalışmak beyhude bir efordur. Zira HDP bir bina değildir, HDP şahıslardan ibaret değildir. HDP güçlü bir fikriyattır. HDP bu ülkenin aydınlık geleceğidir. O nedenle HDP’yi kapatamazlar. HDP’yi kapatma eforu yalnızca kendi iktidarlarının artık bitmekte olduğunun açık itirafı manasını taşır. Daha fazlasını değil.
HDP’Yİ SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ: Newroz meydanlarından aldığımız güçle, parti çalışanlarımızın inancı ve kararlılığı ile gerimizdeki 10 yılların birikimi ile HDP’yi sonuna kadar savunacağız. HDP’yi fikriyat olarak da teşkilat olarak da savunacağız. HDP’yi kesinlikle yaşatacağız. Bunu herkes bu türlü bilsin ve hesabını herkes buna nazaran yapsın.
İKTİDAR HESAPLARINI BELİRLEYECEK TEMEL GÜÇ HDP: HDP’nin ülkenin siyasi istikrarlarını belirleme gücü herkesin bildiği bir gerçek. Biz bu gücü sonuna kadar büyüterek yürüteceğiz. Bu gücü kesinlikle hayata geçireceğiz. Bu ülkede toplumsal dengelerin, siyasal iktidar hesaplarının tamamını belirleyecek temel güç HDP’dir. HDP bu gücünü sonuna kadar kullanacaktır. Kapatma davasının sonucu ne olursa olsun biz bu gücü kullanmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu gücü kullanacak imkanlarımız, yollarımız var. Öncelikle parti çalışanlarımız ve seçmeniz ve Türkiye’nin tüm demokrasi güçleri buna inansınlar. HDP yoluna devam edecektir. HDP’yi kapattırmayacağız. HDP’yi kapatma atılımını boşa çıkaracağız. HDP’yi büyüterek yola devam edeceğiz. Bu iktidarın hileleri hurdaları çoktur, biliyoruz. Bu bize keder değil. Bizim direnişimiz ve kararlığımız onlara kaygı olacaktır. HDP yaşayacaktır. Zira HDP halktır. Zira HDP haklıdır, haklı olduğu için de yoluna en güçlü halde devam edecek.
KIYMETLİ MİSYONLAR DÜŞÜYOR: Bu yolda yürürken hepimize değerli misyonlar düşüyor Parti Meclisimiz en yüksek karar organı olarak bu sorumluluğun farkında. Bugün PM’de bütün imkanları, ihtimalleri ana sınırlarıyla tartışacağız ve yolumuzun ana sınırlarını birlikte tartışacağız lakin yolumuz aşikardır. Yolumuz demokrasi, özgürlük, aş, iş, eşitlik, barıştır.
YOLUMUZA DEVAM EDECEK İMKANLARIMIZ VAR: Pekala bu yolu nasıl yürüyeceğiz? Bu yolu yürüyecek haritalarımız da, imkanlarımız da vardır. Hangi imkanı, hangi seçenekte, hangi ihtimale nazaran kullanacağımızı da öncelikle parti organlarımıza nazaran belirleyeceğiz. Parti organlarımızda en başta PM’de tartışarak yolumuzun haritasını da çıkaracağız. Ancak yalnızca parti organları ile tartışmakla yetinmeyeceğiz. Halkla buluşacağız. Önümüzdeki hafta Mardin’de bölge toplantısı yapıyoruz. Bütün değerli sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini, kanaat başkanlarını davet ediyoruz, onların tekliflerini dinleyeceğiz ve not edeceğiz.
NASIL HAREKET EDECEĞİMİZİ DÜNYA KAMUOYU İLE PAYLAŞACAĞIZ: En kısada müddette ülkenin önde gelen saygın hukukçuları ile toplantı gerçekleştireceğiz. Onların da fikirlerini ve tekliflerini dinleyeceğiz. Demokrasi güçleriyle tabanımızla buluşmaları kesintisiz yapacağız. Buradan çıkacak teklifleri en son tekrar parti konseylerimizde masaya yatıracağız. Hangi seçenekte nasıl hareket edeceğimizi, hangi ihtimale nasıl karşılık vereceğimizi netleştirip bu sürecin sonunda Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşacağız. Lakin bir şey açık ve nettir. HDP’yi savunacağız ve yaşatacağız. Bu bizim bu yolda ışığımız, bu yolu aydınlatan parolamızdır. Öbür bütün seçeneklerin bu ışığın altında, bu ışığın çerçevesinde değerlendirmesini istiyoruz herkesin. Yürüyüşümüzün rotası ve gayesini bu ışık belirleyecektir. HDP yaşayacaktır. HDP büyüyerek yoluna devam edecektir.
MEDYALARININ TAVRI AHLAKSIZLIK: Karşımızda her türlü palavraya, hurdaya başvurmayı kendine hak gören bir zihniyet var. Her gün sayısız palavra dökülüyor medyalarından. Bizleri bir saniye bile konuşturmadan bizler hakkında saatlerce, günlerce tartışıyorlar. Bir kere daha söyleyelim, bu tartışmalarda ve bu siyasetlerde çok önemli bir ahlaki bozukluk vardır. Siz kelamına bir saniye bile yer açmadığınız bir partiyi ve temsilcilerini günlerce tartışıyorsunuz, her türlü iftirayı atıyorsunuz, her türlü palavrası saçıyorsunuz ancak muhatapları dinlemiyorsunuz. Bu ahlaksızlıktır. Biz kelamımızı söyleyecek mecraları buluruz, yaratırız halkımıza kelamımızı ulaştırırız.
DALGA DALGA YAYILMASINDAN KORKUYORLAR: Hakikaten bu kadar palavraya, propagandaya, ruhsal savaş operasyonuna karşın istedikleri etkiyi yaratamıyorlar. Yaratamadıkarı için de hırçınlaşıyorlar, hırçınlaştıkça en kaba sistemlere sarılıyorlar. Her toplantıya, hak talebine, itiraza polislerle yöneliyorlar. Polis şiddeti ile engellemeye çalışıyorlar. Zira haksız olduklarını biliyorlar. Haklılığın dalga dalga yayılmasından korkuyorlar. Bir gecede İstanbul Mukavelesi’ni feshedebiliyorlar, Anayasa, hukuk tanımadan. Bunu da açıklamak için olmadık çürük münasebetlere lisana getiriyorlar lakin Buna karşılığı tekrar meydanlarda bayan hareketinin güçlü sesi veriyor. “İstanbul Kontratı bayanların anayasasıdır. Hukuksuzluğunuzu da polis şiddetinizi de kesinlikle yeneceğiz” diye haykırıyorlar. Dün Bayan Meclisi toplantımız da bütün bunları en güçlü en coşkulu biçimde bütün ülkeye ve iktidara açıkça gösterdi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKMAK DEMEK DAHA KARANLIK BİR GELECEK DEMEKTİR: İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak kolay bir sıkıntı değildir. Bunun iyice farkına vardı iktidar. Zira İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak bu ülkede geleceği daha karanlık, şiddet dolu bir ortamla kurma planıdır. Bu karanlığı yırtan da bayanların güçlü uğraşıdır. Bayanların, halkının gayretine ilham veren kararlılıktır. Şayet iktidar bayanlarla bu biçimde bir hengameye tutuşmak mecburiyetinde hissediyorsa kendini bu yolda karanlık yanlarını devreye sokabileceğine inanıyorsa gerçekte kaybetmiştir ve bunu geri çevirecek hiçbir imkanı da yolu da kalmamıştır. Yeniden hak savunucularına, adalet savunucularına yönelen baskı da haktan adaletten endişenin büyüklüğünü gösteriyor. Son olarak milletvekilimiz, kardeşimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğini düşürürken de işte bu haktan, adaletten, hakkı ve adaleti savunanlardan duydukları kaygıyı dışa vurdular. Bu kadar açık hukuksuz bir sürece lakin büyük bir kaygı neden olabilir. Bu kadar hukuksuzluğu göze alabilmek için hak çabasından, vicdan çabasından nitekim büyük bir endişe duymak gerekir.
HER TÜRLÜ ZULMÜ YAPIYORLAR: Bu iktidar baskıyı bir usul olarak kullanıyor. Yasak bu iktidarın esasen mayasında var. Her türlü zulmü yapıyorlar ancak doymuyorlar. Bu onları tatmin etmiyor. Kötülük yapmak istiyorlar. Kötülük ismi hukuksuzluklar en tabana varana kadar palavra ve keyfilik demektir. Yalnızca baskı ile yetinmemek tıpkı vakitte insanlara eziyet etmek manasına gelir kötülük. İşte Ömer Faruk Gergerlioğlu kardeşimizi sabah namazı için abdest alırken o panikle, o telaşla derdest edip götürmeleri tam da bu berbatlığın açık dokümanıdır. Bu onların alınlarına kara bir leke olarak yazılmıştır. Bunu silmeleri mümkün değildir. Bizler için de onur dokümanıdır.
HDP’Yİ KAPATMA UĞRAŞI, ENDİŞENİN YANSIMASI: Siz kötülük yapmaya devam edin. Biz iyiliği büyütmeye kararlıyız. Siz baskıya, zorbalığa devam edin biz adaleti herkes için savunmaya devam edeceğiz. Siz bu ülkenin geleceğini karartabileceğinizi sanıp durun, biz bu ülkeye aydınlığı getireceğiz. HDP bu ülkede eşitlik içinde kardeşçe yaşamanın, barışın, demokrasinin garantisidir. O nedenle sorumluluğumuz büyük, vazifemiz ağırdır. Lakin inancımız da kararlılığımız da bir o kadar sağlamdır. Tekrar ediyoruz, HDP’yi kapatma eforu dehşetin tavan yapmış halidir. HDP’yi kapatma uğraşı bu ülkeyi karanlığa teslim etme hırsının yansımasıdır. Kapatma davası yalnızca HDP ile ilgili bir problem değildir, bu ülkenin geleceği sıkıntısıdır.
DEMOKRASİYE İNANANLAR NET HAL ALMALI: Bu ülkenin demokrasi yoluna, barış hasretine, özgürlük iradesine inanana herkesin duruşunu açıkça ortaya koyması, bu operasyona karşı açık ve net hal almasını bekliyoruz. Bıkmadan, usanmadan diyoruz ki, bu yardım daveti değildir. Bu herkese kendi sorumluluğunu hatırlatma misyonudur. ‘HDP’nin etrafında kenetlenin’ demiyoruz. Bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak için sorumluluğunuzu yerine getirin diyoruz. Bütün demokrasi güçlerine sesleniyoruz: Barıştan adaletten yana kaygısı olan herkese bu çağrıyı yapıyoruz. Bu çağrıyı yalnızca burada, bu ülkede değil, milletlerarası kamuoyuna da yapıyoruz. Türkiye’nin üye olduğu kuruluşlara da sesleniyoruz.
AVRUPA SESSİZ KALIRSA KENDİ UNSURLARINI ÇİĞNEMİŞ OLUR: Bu kuruluşlar aşikâr unsurlarla ortaya çıkmış örgütlenmelerdir. Türkiye’deki hukuksuzluğa, adaletsizliğe Avrupa Kurulu de, Avrupa Birliği de sessiz kalırsa, seyirci kalırsa kendi prensiplerini, kendi kıymetlerini çiğnemiş olur. Bizim milletlerarası alana davetimiz da yardım daveti, imdat feryadı asla değildir. Zira bizim gücümüz halktır, kararlılığımızı haklılığımızdan alıyoruz. Şayet birilerine bir şey hatırlatıyorsak, bunun manası herkesin sorumluluğunu yerine getirme mecburiyetidir.
KAPATMA İDDİANAMESİ YARGITAY’DA HAZIRLANMADI: Biz bu sorumluluğu hatırlatmaya devam edeceğiz. Haklılığımız ve halktan aldığımız takviye bizim seyahatimizin en güçlü kaynağıdır. Son olarak şunu da belirteyim, bu kadar pespaye bir iddianameyi hukukçular hazırlamış olamaz. Bunu hazırlayanlar kolay ve saçma siyasi bildiriler yazmaya alışmış olan bireylerdir. Münasebetiyle kapatma davası iddianamesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı binasında hazırlanmış değildir. İktidarın Küçük ortağının genel merkezinde hazırlanmıştır, büyük ortağının sarayında son hali verilmiştir.
GEREKLİ HALK DAYANAĞININ OLDUĞUNU GÖSTERECEĞİZ: Bu ülkede vicdanlı hukukçular olduğuna inanıyoruz. Vicdanını satmayı kabul etmeyecek, vicdanının sesini dinleyecek hukukçuları olduğuna dair inancımızı da muhafazaya devam edeceğiz. Anayasa Mahkemesi’nde de bu türlü hukukçular olduğunu biliyoruz. Herkesin şiddetli bir imtihandan geçeceği açıktır. Adalet imtihanından hukukçular da geçecek. Bizim isteğimiz herkesin kendi geleceği için, çocukları için bu imtihandan alnının akı ile çıkmasıdır. Biz vicdanını korumak isteyen herkese gerekli halk takviyesinin mevcut olduğunu göstereceğiz. Onları halkın gücü ile cesaretlendireceğiz. Biz vicdanını korumak isteyen herkese haklılığımızı anlatarak yürek vermeye devam edeceğiz.
EMANETİ KORUYACAĞIZ: HDP’nin yoluna devam edeceğine dair, HDP’nin savunulacağına ve yaşatılacağına dair kararlılığı ve ardımızdaki güçlü birikimi ve kuvvetli ortak aklımızla bir sefer daha ortaya koyacağız. Yolumuz açık. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bu fikriyatın, bu fikriyatı yeşerten bütün kaynakların bize verdiği bu pahalı emaneti en iyi formda koruyacağız. Bizden sonrakilere de en güçlü biçimde teslim edeceğiz. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
