İZMİR – Alaçatı’da Romanların yaşadığı çadırlar, Çeşme Belediyesi’ne bağlı zabıta ekiplerince yıkıldı. Rastgele bir ikaz yapılmadan başlatılan yıkımın akabinde kesimde yaşayanların nokta arayışı devam ediyor. Lüks villalar ve konutların bulunduğu turizm merkezi Alaçatı’da yapılan bu yıkımın, ‘zenginlerin göz zevki bozulmasın diye’ gerçekleştirildiği tez ediliyor.
Günlerdir devam eden yıkım sonucunda yaklaşık 70-80 ailenin barındığı çadırlar yok edilmiş durumda. Evsiz kalan yüzlerce kişinin talepleri ise bir insanın isteyebileceği en kolay, en temel haklardan olan barınma hakkı yani, kalacak bir noktaya sahip olmak. İzmir Barosu da bahis hakkında, “Uluslararası hukuka nazaran çetinle tahliye lakin insan onuruna münâsib formda ve ilgili kimselerin haklarını gereğince koruyabilecek metot kuralları çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Bir tarafta ‘işgalci’ sıfatıyla bulunan şahısların dahi tahliye edilmesi tahliye sonrası sair bir konuta yerleştirme yahut mali yardım sağlama yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır” tabirlerine taraf verdiği bir açıklama yapmış, mahallî idareleri mağduriyeti gidermeye davet etmişti.
Emin Karameşe
Karşıyaka Roman Topluluğu Gençlik Eğitim ve Kalkınma Derneği (ROMGEDER) Lideri Emin Karameşe, “Para pederlerinin baskısı sonucunda Çeşme Belediyesi ve Çeşme Kaymakamlığı iştirakiyle yıkım başladı” diyor. Evsiz kalanlardan Hasret Hanım da, “Bize ‘pislik yapıyorsunuz’ diyorlar, bir güruh şey diyorlar… Bu Çeşme’nin pisliğini Romanlar temizliyor” sözlerini kullandı.
‘KARIN DOYURMAK İÇİN ORADALAR, BUNU BİLE ÇOK GÖRÜYORLAR’
Covid-19 salgını sürecinde sıkıntı günler geçiren kişilerle ilgilenmek üzere çadırları aylardır ziyaret ettiklerini söyleyen Emin Karameşe, yıkım sürecinin hiç öngörmedikleri bir halde başladığını belirtti. Bununla birlikte, ‘normalde en ufak bir mevzuda bile anlaşamayan’ kaymakamlık ve mahallî belediyenin bu mevzuda birlikte hareket ediyor oluşunu kendileri için ‘ilginç’ olarak tanımladı: “Hiçbir CHP belediyesinde kaymakamlıklarla ortak iş yapamıyorlar. Covid-19 sürecinde bile belediyeyle kaymakamlık ortak çalışamadı. Bir bakıyorsun belediyenin açıklaması var, kaymakamlığın açıklaması var ve bunlar birbirleriyle örtüşüyor. Yani bunlar oturmuşlar, tek bir metin üzerinde uzlaşmışlar. Nedir bu: ‘Romanların çadırlarını yıkalım, buradan sürelim.’ E taraf gösterin? Onu da göstermiyorlar.”
Kendi yaptıkları incelemeleri, “Orada yaptığımız araştırmalar sonucunda ortaya çıkan şey şu: O kişilerin hiçbir biçimde muhite zarar vermedikleri ve geri dönüşüm bölümüyle uğraşıp aslında Çeşme’nin iktisadına ek sağladıkları” laflarıyla anlatmaya başlayan Karameşe, rastgele bir ihtar yapılmadığı konusundaki beyanları doğruluyor: “Şimdi şöyle bir şey var, burada betonarme ya da tuğla bir yapı yok. Devlet yeri üzerinde mevsimsel konaklıyorlar fakat bu beşerler yaklaşık 9 ay Çeşme’de çalışıyorlar. Diyeceksiniz ki ‘bu kişiler madem kazanıyorlar, neden konutlarda değiller?’ Eh, bugün Çeşme’de bir şezlong parasının ne kadar olduğu konuşuluyor. Günlük hane kirasının 400 liraya kadar çıktığı bir yanda bu kişiler zati geri dönüşümden para kazanıyorlar. Esasen karın doyurmak için oradalar, bu bile kişilere çok görülüyor.”
‘MÜLK KIYMETI DÜŞECEK’ TELAŞI İLE AĞIRLIK
Sorunun muhitteki villalarda oturanlardan kaynaklanmasıyla ilgili de Karameşe, “Çeşme’deki zenginler, bu kişilerin ‘göz kirliliği’ oluşturduklarını, kendi villalarının kıymet kaybedeceğini düşünerek, hem kaymakamlığa hem belediyeye güçlerini kullanarak ağırlık yapıyorlar. Preslere dayanamayan Çeşme Belediyesi, yıkım kararıyla buraya gidiyor. Karar büsbütün illegal olduğu üzere hiçbir hukuka ve insan haklarına sığmayan bir karar” diyor.
.
Yaptıkları araştırmaların yalnızca oradaki Romanların söyledikleriyle sonlu olmadığını söyleyen Karameşe, çeşitli yetkili kurumlardan da kendilerine bu türlü bildirimler yapıldığını vurguladı. Karameşe mahsusen Çeşme esnafının Romanların varlığından hayli mutlu olduğunu, geri dönüşüm üzere kendilerine mahsus meslekleri yapmalarının kıymetli olduğunu söyledi.
‘PİSLİK YAPIYORSUNUZ’ DİYORLAR, ÇEŞME’NİN PİSLİĞİNİ ROMANLAR TEMİZLİYOR!’
Çadırları yıkılan Romanlardan Hasret Hanım da yaşananları aktarırken, kedilerine ‘pislik yapıyorsunuz’ diyenlere, ‘Çeşme’nin pisliğini Romanların topladığını’ hatırlatıyor: “Bir gün uyanıyorlar, sonraki gün çabucak kaldırıyorlar. Ondan sonra bu türlü yani durum. Üç günden, dört günden beri bizi kaldırıyorlar. Oradan oraya savuruyorlar. Rezil, kepaze olduk. Konum bulacağız diyorlar, sağdan soldan geliyorlar. Bulan da yok. Çoluk evladımız perişan oldu. Zenginlerin göz zevki bozuluyormuş da ondanmış. ‘Pislik yapıyorsunuz’ diyorlar, bir güruh şeyler. Bu Çeşme’nin pisliğini Romanlar temizliyor! Bir güruh muhabbetler söylüyorlar. Romanlara bir kalacak tarafı çok gördüler.”
Artık buradaki onlarca ailenin nereye gideceği merak konusu. Mevzu hakkında Karameşe, “Şu anda bir mekana gitmiş değiller. Nereye gitseler, kovulacak durumdalar” diyor ve konteyner ya da betonarme konutlarla bu sorunun çözülmesi gerektiğini söylüyor. Mahallî otoritelerle vilayet idarelerinin yaklaşımlarının farklı olduğunu vurguluyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) yaptığı yardımlar sonucu kullanılan su tankının bile Çeşme Belediyesi tarafından söküldüğünü anlatan Karameşe, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mevzuya sıcak yaklaşmasına rağmen, “Gelin görün ki İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin altında Çeşme Belediyesi, Valiliğin altında Kaymakamlık… Zenginlerin, para pederlerinin basınçlarına dayanamayıp bu türlü bir yıkım kararında uzlaşmışlar” tabirleriyle varılan noktayı özetliyor.
Gazete Duvar
