Deniz Tekin
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘gizli ve açık şahit tabirleri ile değişik tarihlerde cezaevi aramalarında el konulan dokümanlar’ı münasebet göstererek, PKK ve KCK’nin Türkiye’deki cezaevlerinde “Zindan Komitesi/ Cezaevi Yapılanması” oluşturduğu teziyle 2019 yılında soruşturma başlattı.
Hala cezaevlerinde olan 75 hükümlü, tahliye olan 31 kişi, 10 infaz müdafaa memuru ve 14 avukat olmak üzere toplam 136 kişi hakkında “Zindan Komitesi”nde faaliyet yürüttükleri yahut yardım ettikleri tezleriyle 12-15 Mart 2020’de tarihlerinde gözaltı kararı verildi. PKK davasından 15 ile 28 yıl ortasında ceza alan 21 cezaevindeki 75 hükümlü tekrar sorguya alındı. Açılan davada SEGBİS üzerinden tabir veren 75 mahkumdan 73’ü ile 1’i avukat 4 kişi “örgüt üyesi olmak” savıyla tutuklandı.
73 MAHKUMUN YARGILANMASI
Tutuklanan mahkumlar ortasında “Çözüm Süreci”nde PKK Önderi Abdullah Öcalan’ın sekretaryasını yapmak için 15 Mart 2015’te İmralı Adası’na gönderilen ve 26 Aralık 2015’te Silivri Cezaevi’ne sevk edilen PKK davasından 27 yıldır cezaevinde olan Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile 22 yıldır cezaevinde olan Mehmet Sait Yıldırım’ın bulunduğu ortaya çıktı. Tıpkı belgede olan ve şu an İmralı Cezaevi’nde tutulan 17 yıllık hükümlü Ömer Hayri Konar ile diğer bir hükümlü hakkında dava açılıp açılmadığı ise öğrenilemedi.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkumların tamamı hakkında “PKK üyesi olmak”, 16’sı hakkında ayrıyeten “PKK propagandası yapmak” suçlamalarıyla 7.5 yıldan 20 yıla kadar mahpus istemiyle iddianame hazırladı. İddianameyi kabul eden Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Duruşması, 73 mahkumun dava evraklarını ayırarak, tutuklu oldukları Diyarbakır, Mardin, Urfa, Siverek, Hilvan, İzmir, Patnos, Kırıkkale, Kocaeli, Elazığ, Silivri, Mersin, Rize, Trabzon, Balıkesir, Afyon, Tokat, Van, Tekirdağ, Kayseri, Bayburt, Alanya ve Bolu cezaevlerinin bulunduğu vilayetteki ağır ceza duruşmalarına gönderilmesine karar verdi. Duruşmaların iddianameleri kabul etmeleri durumunda mahkumlar bu vilayetlerde yargılanacak.
‘KOMİTELER KCK’YE NAZARAN HAREKET EDİYOR’
İddianamede, soruşturma kapsamında elde edilen bilgiler, bâtın ve açık şahit tabirleri, cezaevlerindeki aramalarda el konulan dokümanlar üzerinden yapılan çalışmalar sonucunda cezaevlerinde “PKK Cezaevi Komitesi yapılanmasının” olduğunun anlaşıldığı öne sürüldü. Cezaevi örgütlemesinin “İç Koordinasyon” ve “Dış Koordinasyon” olarak ikiye ayrıldığı sav edilerek, Dış Koordinasyon’un KCK Yürütme Kurulu Başkanlığı bünyesindeki İdeolojik Alan Merkezi’ne bağlı hareket ettiği iddianamede yer aldı. Dış Koordinasyon’un cezaevi örgütlenmesi bünyesinde üst idare olduğu ve “Deniz Kaya” mahlası ile cezaevlerine aksiyon talimatları gönderdiği ileri sürüldü. Cezaevi yapılanmasının örgütlenme, aksiyon ve faaliyetlerinin İç Uyum tarafından sağlandığı, İç Koordinasyon’un, “Bölge Koordinasyonları”, “Alan Yönetimleri” halinde örgütlendiği öne sürüldü. İddianamede, avukatların İç Uyum ve Dış Uyum ortasında direkt bilgi akışını sağladıkları, talimatları ilettiği argüman edildi.
CEZAEVLERİNDE YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER
İddianamede, PKK ve KCK’nin Türkiye’deki cezaevlerindeki örgütlenmesinin, başka örgütlere nazaran daha güçlü bir örgütsel geçmişe sahip olduğu belirtilerek, 1980 yılından günümüze kadar cezaevlerindeki örgütlenme çalışmaları ve faaliyetlerine yer verildi.
MAHKUMLAR SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER
Ortalarında Silivri Cezaevi’nde tutulan Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran’ın bulunduğu mahkumlar iddianameye yansıyan sözlerinde, zımnî şahitlerin beyanlarını kabul etmediklerini, örgütün cezaevi yapılanması hakkında rastgele bir bilgilerinin olmadığını, açlık grevi aksiyonuna katılmak için kimseden talimat almadıklarını belirterek, üzerlerine atılı suçlamaları reddetti.
Gazete Duvar
