Milletvekillerinin hazırladığı önergeler Meclis Başkanlığı tarafından bir çok defa çeşitli münasebetlerle iade ediliyordu. Meclis Lideri Mustafa Şentop’un en çok, ‘Kaba ve yaralayıcı’ münasebetleriyle iade ettiği önergelere bu sefer öteki bir münasebet daha eklendi: Kürt vilayetleri. HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, iade edilen önergelerin münasebetlerine reaksiyon göstererek, “Kavramları terörize etme çabalamaları” olarak yorumladı.
KÜRT VİLAYETLERİ VE ÖNERGELER…
HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 10 Mart’ta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Kürt vilayetlerinde yaşayan bayanların KADES’e (Kadın Takviye Uygulaması) erişimi ve KADES’te neden Kürtçe lisanda hizmetin verilmediğini sordu. Koçyiğit’in Soylu’ya sorulmak üzere Meclis Başkanlığı’na gönderdiği önergenin 10’ncu sorusunda, “Birçok Kürt vilayetinde internet altı yapı meselelerinin tam manasıyla çözülmediği gerçeği ortadayken bayanların erişebileceği daha kolay bir formül geliştirecek misiniz?” sözleri yer aldı.
Meclis Lideri Mustafa Şentop, kelam konusu bu soruya işaret ederek önergeyi TBMM İç Tüzüğü’ne ters buldu. Şentop, iade münasebetinde önergenin ‘kişisel görüş’ içerdiğini söyleyerek ‘Kürt ili’ sözlerinin önergeden çıkartılması halinde sürece alınacağını belirtti.
Koçyiğit bu sefer de 3 Mart tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya Batman’da polise ilişkin zırhlı araçların mahalledeki çocukları kovalayarak korkuttuğu olaya ait önerge verdi. Koçyiğit, önergede Kürt vilayetleri özelinde çocuklara yönelik sürdürülen hak ihlallerinin normalleştiğinin düşünüldüğünü söyledi. Koçyiğit, Çocuk Hakları Mukavelesi’nin 6’ncı unsurunda yer alan, ‘Taraf devletler her çocuğun yaşama hakkına sahip olduğunu kabul eder, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterir’ unsurunu hatırlattı. Koçyiğit, Soylu’nun cevaplaması istemiyle verdiği önergede, “Kürt vilayetlerinde kolluk mensuplarınca kullanılan zırhlı araçların çocuklara yönelik bir travma aracı olarak kullanılmasının nedeni nedir?” diye sordu. Şentop, tıpkı münasebetlere ‘Kürt illeri’ tabirinin önergeden çıkartılması halinde sürece alınacağını Koçyiğit’e yazılı olarak iletti.
Tekrar iade edilen öteki bir önerge ise Kürt vilayetlerinde pandemi sürecinde çocukların eğitim için EBA’ya erişemediği konusu oldu. Koçyiğit, Şanlıurfa, Şırnak, Ağrı, Muş, Hakkari’de yaşayan Kürt öğrencilerinin EBA’ya erişemediğini Ulusal Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sordu. Kürt vilayetlerinde eğitime erişemeyen öğrencilerin olduğunu ve bunun için yapısal problemlerin tahlile kavuşturulması gerektiğinin altını çizen Koçyiğit’in bu önergesi de Şentop tarafından ‘Kürt illeri’ tabiri yer aldığı için iade edildi.
‘KAVRAMLARI TERÖRİZE ETME UĞRAŞLARI…’
‘Kürt illeri’ ve ‘Kürdistan’ sözleri münasebet gösterilerek önergelerin iade edilmesine reaksiyon gösteren Koçyiğit yaşanan bu durumu, “Devletin tekçi yapısıyla alakalı bir durum” kelamlarıyla anlattı. Koçyiğit Meclis konuşmalarında da Kürtçe konuşulduğunda ‘X dili’ diye tutanaklara geçirilmesinin tarihi bir gerçekliği yok etme maksadı taşıdığını söyledi:
“Cumhuriyet kurulduğundan beri farklılıkları yok sayan, Türkiye’de yaşayan halkları ve inançları yok sayan resmi bir devlet anlayışı var. Biz bu devlet aklının en katı haliyle birden fazla defa karşı karşıya kalıyoruz. Uzun müddettir hem Meslis’te Kürt vilayetleri dememiz hem de Kürdistan dememize karşı bir tahammülsüzlük var. Bu yalnızca Meclis konuşmalarıyla da hudutlu kalmıyor verdiğimiz önergelerde de Kürt vilayetleri dediğimizde ‘öyle bir vilayet yoktur’ denilerek önergelerimiz reddediliyor. Kürt sıkıntısını reddeden, Kürt halkının eşitlik, özgürlük ve Anayasal hak talebini yok sayan ve bütün bunları bir biçimde kendi söylendiği bağlamların dışına çıkararak kriminalize etme uğraşlarıdır. Kürdistan kavramını terörize etme gayretleri, Kürt ili kavramını terörize etmeye çalışan ve bütün bunların karşısına da Türklük kontratını, Türklük imgesini çıkaran bir akıl var. Bu aklı anlamak çok sıkıntı.”
ÖNERGELER GÜNCELLENEREK TEKRAR VERİLECEK
Koçyiğit önergeleri tekrar Meclis Başkanlığı’na vereceklerini söyledi. ‘Kürt illeri’ yerine ‘Kürtlerin ağır olarak yaşadığı yer’ olarak önergeleri güncelleyeceklerini belirten Koçyiğit şöyle devam etti: “Bizim için orası Kürt vilayetidir, bunda bir sorun yok. Bunu yazdığımızda sorularımızın karşılıksız kalmaması ve halkımızın bu mevzuda temsil hakkında bir eksiklik olmaması noktasında tekrar Kürtlerin ağır olarak yaşadığı yer diye düzeltip önergelerimizi veriyoruz. Ama bu şu manaya gelmiyor: Biz ne Kürt ili ne de Kürdistan kavramından vazgeçmiş değiliz. Bu kavramlar tarihî gerçeklikleri, Kürt halkının tarihî sürecini tabir eden kavramlar. Bu manasıyla da kriminalize edilmiş bir halde günlük hayattan, yasal mevzuattan TBMM’nin önergelerinden, arşivinden çıkarılmaya çalışılmasının da çok asıllı bir derin aklın olduğunu düşünüyoruz. AKP-MHP ittifakı kayıtlarda, Meclis konuşmalarında, önergelerden kurul çalışmalarından… Kürt’e dair ne varsa çıkarmak istiyor. Bu bir yok sayma, tarihsizleştirme siyasetinin şimdiki hali. Biz konuştuğumuzda örneğin Kürdistan mebuslarına, Kürdistan’a atıf yapıyoruz. Bugün bunları yaptırmayarak gelecekte buna atıf yapılmasını ve gelecekte bunun görülmesini bir biçimde engellemeye çalışan bir akıl olduğunu düşünüyorum. Bunu kabul etmediğimizi tekrar söylüyorum. Bu tekçi, asimilasyoncu anlayışla uğraş edeceğiz. Meclis tutanaklarında ya da önergelerden Kürt vilayetleri, Kürdistan kavramını çıkartmakla Meclis kürsüsünden Kürdistan dediğimizde bunu kriminalize ederek bastırmaya çalışmakla ne Kürdistan’ın gerçekliği ne de Kürt ili gerçekliği ortadan kalkmayacak. Buna bütün tarih şahittir.”
Gazete Duvar
