CHP Umum Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Dünya iktisadında 17’nci sıradaydık, artık 19’uncu sıraya geriledik. Bu tablo ortadayken ve bu tablo direkt sahihe mutfağa yansımışken (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’ın gidici olması için şahsi bir gayret harcamaya gerek yok, zira kendi sonunu kendisi hazırlayan bir önder konumunda.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Deutsche Welle Türkçe’nin YouTube kanalındaki canlı yayınında, gündeme ait soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.
İtalyan ressam Gentile Bellini’nin orjinal Fatih Sultan Mehmet tablosunun, Londra’daki müzayede İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınmasına ait soru üzerine Kılıçdaroğlu, memnunluğunu lisana getirdi.
Nerede sergileneceğini İstanbul Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’na sorduğunu ve “tablonun hususî olarak korunmaya alınması gerektiğini” söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Paris’teki Louvre Müzesi’nde Mona Lisa tablosu var, bu tablo başkalarına nazaran daha farklı halde korunuyor. Benzeri bir müdafaanın yapılmasını istedim. Saf emsal müdafaayı yapacağını Ekrem Beyefendi söz etti. Nerede sergileneceğiyle ilgili de açıklama yaptı ancak ben o mevzuya fazla girmiş olmayayım. Eminim Sayın Lider, kendi kurmaylarıyla da görüşecek, tablonun nerede sergilenmesi gerektiği konusunda bir karara varacaklar, ondan sonra sergilenecek.” diye konuştu.
‘UKOME’DE İKTİDARDAN YANA OLANLAR MAHZUR ÇIKARIYORLAR’
İstanbul’daki 5-6 bin yeni taksi plakası ile ilgili Ulaşım Uyum Merkezi (UKOME) kararı hatırlatılarak, CHP’li belediyelerin hizmetlerinin engellenip engellenmediği cihetindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, CHP’nin Ankara ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu 11 büyükşehirde belediye başkanlığını kazanmasının iktidar cephesinde büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Belediye liderlerimizin bulunduğu yerleri yönetemeyecekleri biçimindeki bir algıyı beslemek istediler. Burada da büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Artık maddelerle, kişisel düzenlemelerle Erdoğan ve ekibi ‘Acaba CHP’li belediyeleri başarısız konuma getirebilir miyim’ diye şahsi bir arayış içerisinde” tabirini kullandı.
Belediye liderlerinden, “engellendik, mahvolduk” diye bir tablo çizmemelerini istediğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, belediye liderlerine onlarına hangi pürüz çıkarılırsa çıkarılırsın gayelerine ulaşma talimatı verdiğini bildirdi.
İmamoğlu’nun “İstanbul’da 5 bin plakaya muhtaçlık var” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “5 bin bireye istihdam yaratmak berbat bir şey mi?” diye sordu.
Taksi girişiminin, bakıldığı vakit halktan yana, İstanbulludan yana, işsizden yana bir siyaset olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “UKOME’yi değiştirdiler, sayıyı değiştirdiler, orada iktidardan yana olanların sayısını artırdılar, köstek çıkarmaya çalışıyorlar, biz bu handikapları aşacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, Ekrem Beyefendi de sair bütün belediye liderlerimiz da halka hizmet için ellerinden gelen çabayı gösterecekler” açıklamasını yaptı.
Mahallî idarelerde 1 yıllık vadenin dolduğu anımsatılarak, “Bu 1 yılda CHP mahallî idarelerde bir şey değiştirebildi mi?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, lokal idarelerde çok şeyin değiştiğini, bütün belediye liderlerinin harcamalarının hesabını şeffaf formda verdiklerini söyledi.
“Kaynak yetersiz” diye hiçbir belediye liderinin şikayet etmediğine ve var olan kaynakları en verimli formda kullandıklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, “Bu süreçte pek çok şey yıkıldı. Fatih Sultan Mehmet’in tablosunun İstanbul’a gelmiş olması ve bu tabloyu getirenin CHP’li belediye lideri olması başlı başına bana nazaran şık bir hadisedir.” değerlendirmesini yaptı.
‘BÜTÜN BELEDİYE LIDERLERIMIZ BAŞARILI’
Kılıçdaroğlu, seçimlerden evvel “CHP’li belediyeler gelirse toplumsal yardımlar kesilecek” diye kara propaganda yapıldığını ama halkın sağduyusunun güçlü geldiğini söyledi.
Covid-19 sürecinde bütün engellemelere karşın belediye liderlerinin topluluğun her kısmına yardım götürdüğünü tabir eden Kılıçdaroğlu, belediyelerin yardım toplamasının ise iktidar tarafından engellendiğini kaydetti. Danıştay’ın da iktidardan yana karar verdiğini belirten ve bu karara reaksiyon gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, “Ne yaparlarsa yapsınlar, bütün ezberleri bozduk, bozmaya da devam edeceğiz” dedi.
“CHP’nin kendine inancında bir değişiklik oldu mu?” formundaki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, vatandaşlar memnunsa kendilerinin de berhudar olduğunu bildirdi.
Belediye liderlerinin çalışmalarına ait değerlendirmeler yaptıklarını da aktaran CHP Umum Lideri Kılıçdaroğlu, “Bütün belediye yöneticilerimizde muvaffakiyet yüzde 50’nin üzerinde. Bu beni çok mesrur ediyor. Yüzde 60’a yaklaşan belediye yöneticilerimiz var. Bütün engellemelere karşın başarılı belediye başkanlarımız” tabirini kullandı.
‘GÖNÜL VELEV Kİ İMAMOĞLU VE YAVAŞ CUMHURBAŞKANININ ÜSTÜNDE OLSUN’
Yapılan popülerlik araştırmalarında Ankara Belediye Lideri Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu isimlerinin öne çıktığı belirtilerek, “Bu kadar tanınan olmaları sizi rahatsız ediyor mu?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Tam tersine” cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, bu iki isim 2023’te daha farklı bir hizmete aday olma ihtimaline yönelik soru üzerine, “Bunu düşünmek kadar yanlış bir şey yok. Onlar şu anda belediye lideri. Onların başarılı olması, onların yapılan anketlerde çok üstlerde çıkması, gönül velev ki cumhurbaşkanının da çok üstünde olsunlar, beni memnun ediyor. Zira verdiğimiz uğraşın artılarını görüyoruz. Aldığımız kararların ne kadar yanlışsız olduğunu görüyoruz” formunda konuştu.
Belediye yöneticilerinin muvaffakiyetlerini görmenin kendisini son kademe mesrur ettiğini tekrarlayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Onun dışında belediye yöneticilerimiz ileride çok daha iyi konuma gelirler. Gelsinler doğal. Bütün muvaffakiyetler elbette ki ödüllendirilmeli lakin şu anda ben bütün belediye yöneticilerimin kendi bulundukları kente yoğunlaşmalarını, orada var olan meseleleri çözmelerini, çok önemli meseleler var, azalan kaynakları en verimli halde kullanarak bu meseleleri çözmeyi başlarına koysunlar, bu çerçevede çalışsınlar. Şu anda yoğunlaşacakları tek şey var; Ekrem Beyefendi İstanbul’a, Mansur Beyefendi Ankara’ya, öbür belediye liderlerimiz bulundukları sahalarda kentlere yoğunlaşsınlar… İstanbul’un ve Ankara’nın kendine nazaran özelliği var. Ankara, Cumhuriyet’in başşehridir. Cumhuriyet’e yakışır bir başşehir olmak zorundadır. Biliyorsunuz burada evvelki belediye yöneticisiyle ilgili olarak Ankara’nın parsel parsel nasıl satıldığı tabir edilmişti, artık Mansur Beyefendi Ankara’yı toparlıyor. Ankara’yı birebir devranda bir kültür başşehri yapacak. İstanbul da tıpkı şekilde…”
‘VESAYET ALTINDAKİ YARGININ KARARI YOK HÜKMÜNDE’
İstanbul’da CHP’nin seçimi kazanmanın yıl dönümünde CHP Vilayet Yöneticisi Canan Kaftancıoğlu’nun cezasının onanması hakkında ne düşündüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, İstanbul’da elde edilen başarıda parti örgütünün rolünün büyük kıymet kazandığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Bir muvaffakiyet varsa ortak savaşla kazanılmıştır. Canan Hanım sahiden de günün 24 saati çalışan, emek harcayan, kişilerle samimi bağ kuran bir arkadaşımız. İstanbul’daki muvaffakiyetin gerisindeki aktörlerden birisi de Canan Hanım’dı. Artık ‘Acaba bunu nasıl pasifize edebiliriz, yok edebiliriz?’ diye hususî bir arayışa girdiler, ağır cezalar verdiler. Sanıyorlar ki CHP ve Canan Hanım geri adım atacak. Bunların hiçbirisi bizim için bedel taşımaz. Bizim için pahalı olan şey halka verdiğimiz hizmettir. Vesayet altındaki bir yargının alacağı karar bizim için yok kararındadır.
Onlar kararı uygulayabilirler, mahpusa de atabilirler, bunların hiçbir ehemmiyeti yoktur. Zira biz inandığımız yolda uğraşımızı sürdüreceğiz. Bu savaşta kimileri bedel ödeyecektir. Ben daha evvel yaptığım açıklamalarda ‘Bu devlette demokrasi yolunda bir bedel ödenecekse öncelikle CHP’liler bu bedeli ödeyecek.’ demiştim. Bunlar bizi yıldıramaz.”
‘ERDOĞAN KENDİ SONUNU HAZIRLAYAN BİR LİDER’
“İYİ Parti Umumî Lideri Meral Akşener katıldığı bir programda, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan bir daha o hizmete seçilemeyecek’ dedi, sizin kanaatiniz nedir?” yanındaki soru üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin de tıpkı kanaatte olduğunu lisana getirerek, şu tabirleri kullandı:
“Türkiye’nin nereye gittiği zahir. Rejim değişti malum, demokrasisi, yargısı, yürütme organı vesayet altında olan velev parlamentosu vesayet altında olan memlekette yaşıyoruz. 20 Temmuz’dan sonra bir sivil darbe oldu. Tek adam vesayet rejimi var. Vesayet rejiminin başladığı 2018’de dolar 4 lirayken artık 6 liraya çıktı. Çeyrek altın 328 lirayken 661 liraya çıktı. Köprü geçiş fiyatları yüzde 179 nispetinde arttı.
Bu vesayet süreci idaresinde 2 milyon 281 bin kişi işinden oldu. Ulusal gelirimiz 100 milyar dolar düştü. Dünya iktisadında 17’nci sıradaydık, artık 19’uncu sıraya geriledik. Bu tablo ortadayken ve bu tablo direkt sahihe mutfağa yansımışken Erdoğan’ın gidici olması için kişisel bir gayret harcamaya gerek yok. Zira, kendi sonunu kendisi hazırlayan bir başkan konumunda.”
‘MİLLET ARTIK BIKMIŞ VAZİYETTE, BUNLAR GİDECEK’
Kılıçdaroğlu, Seçim Yasası’na ait bir soru üzerine “ilk seçimlerde kim çok oyu alırsa o cumhurbaşkanı olsun, 50 artı 1’i aramayalım” halinde pek çok arayışın olabileceğini belirterek, “Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi maddeyi getirirlerse getirsinler emin olun millet artık bıkmış vaziyette. Bunların gitmesi lazım ve gidecek. Bundan eminim” diye konuştu.
MHP Umumî Yöneticisi Devlet Bahçeli’nin kendisine yönelik muahezeleri hatırlatılan Kılıçdaroğlu, “Beni amaç almasını çok doğal buluyorum. Zira AK Parti’yi eleştiremeyeceğine nazaran yalnızca bizi eleştirecek, diğer bir meydanı yok zaten” tabirini kullandı.
AK Parti ile MHP arasında bir “ittifak” değil bir “koalisyon” bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kendisinin ve arkadaşlarının olabildiğince MHP’nin söylemlerine cevap vermemeye çalıştıklarını kaydetti. MHP’nin milliyetçi ve ülkücülük kimliğini kullanarak siyasette kıymetli bir aktör olduğunu söz eden Kılıçdaroğlu, “Ancak bugün MHP’nin geldiği nokta şudur: Şayet siz kendi topraklarınızı terk edip Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırıyorsanız evvel bunu ülkücülerin sorgulaması lazım, kendisine ‘Milliyetçiyim’ diyenlerin sorgulaması lazım” diye konuştu.
‘MHP ONLARI ESİR ALMIŞ DURUMDA’
MHP’nin iktidarın küçük ortağı olarak bir şeyler beklediğini, bunlar için de yoluna devam ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Onları bir manada esir almış vaziyette. Tabanına oynuyor, ‘Acaba o tabandan oy alabilir miyim?’ diye fakat son olgular şunu gösteriyor; o tabandan bırakın oy almayı, hem AK Parti’nin hem MHP’nin oylarında düşüş var. Zira ikisi birbirine destek veriyorlar. İşsizlik artışı varsa MHP’nin de rolü var. O da koalisyon ortağı aslında. Dışarıda üzere görünmekle birlikte fiilen koalisyon içinde konum alıyor. Hadiseye bu türlü bakıyorum. Kendileri kalkıp da CHP’ye tenkit getiriyorlar, getirebilirler. Mümtazer Türköne evrakını bilmiyorum, bir haksızlık varsa ben ayrım yapmam. Bir haksızlık varsa, bir kişi şayet haksız tarafa hapisteyse onun çıkması lazım, onun tekrar yargılanması lazım. Selahattin Beyefendi ya da Osman Kavala, bunlar tahminen hayatlarında CHP’ye hiç oy vermediler. Esasen Selahattin Beyefendi, zati munfasıl partinin umumî lideri fakat siz AİHM’in kararlarını uygulamaz, Selahattin Bey’le ilgili 4 sefer tahliye kararı verilmesine karşın tıpkı evraktan yeni uydurma kabahatler yaparak onu daima mahpusta tutarsanız buna siyaset kurumunun ya da yelpazesinin neresinde nokta alırsak alalım adaletten yana olan kişilerin ortak karşı çıkması lazım.”
‘6.5 MİLYON VATANDAŞI TERÖRİST Mİ İLAN EDECEĞİZ?’
Son seçimlerde HDP’nin CHP ve adaylarına ek sağlamasına karşın bu parti ile aralarına uzaklık koydukları hatırlatılarak, “Bu arayı iktidar, bu birlikteliği kullanmasın diye mi himayeye çalışıyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “HDP’ye oy veren vatandaşların tamamı son seçimlerde gelip CHP’ye oy verdiler” demenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını söyledi.
Büyük bir kısmının oy vermiş olabileceğini belirten ve hepsine teşekkür eden Kılıçdaroğlu, AK Parti ve MHP’ye oy veren birden fazla seçmenin de son seçimlerde gelip CHP’ye oy verdiğini kaydetti.
HDP’ye yönelik muahezeleri anımsatan Kılıçdaroğlu, “6,5 milyon vatandaş HDP’ye oy vermiş, yani 6,5 milyon vatandaşı terörist mi ilan edeceğiz? Aklın kabul edeceği bir şey mi bu? Kişileri suçlayarak değil kişileri kucaklayarak, var olan meseleleri çözerek siyaseti saygın kılmalıyız” dedi.
Eski Meclis Yöneticisi Bülent Arınç’ın, “FETÖ konusunda hiçbirimiz pak değiliz, şayet bizi aldatmışlarsa bu bizim hatamız değil.” biçimindeki kelamlarına ait değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, sorumluluğun ülkeyi yöneten siyasal iktidarda olduğunu tabir etti.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Devlet idaresinde aldatıldıysan sen devleti yönetemiyorsun ve o koltuktan ayrılacaksın. O koltuktan ayrılmıyorsan her önüne gelen seni aldatır ve gerçekten her önüne gelen Erdoğan’ı aldattı. Erdoğan bugün hükümran güçler arasında pinpon topu üzere gidip geliyor. Memleketin bağımsızlığı, memleketin çıkarları falan bütün bunların Erdoğan tarafından korunacağına asla inanmıyorum. Erdoğan şu anda bütün gücünü kendi ailesinin, yakınlarının, akrabalarının hem Türkiye hem dünyadaki mal varlığını artırarak geleceğini ekonomik açıdan teminat altına alıyor. Aldatıldıysan ve 15 Temmuz darbesi yaşanmışsa ve 251 kişi hayatını kaybetmişse sen o koltukta nasıl oturabilirsin? Ayrılacaksın.”
‘BU KURULTAY ‘İKTİDAR KURULTAYI’ OLACAK’
Kılıçdaroğlu, 25-26 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek CHP 37. Olağan Kurultayı’na ait değerlendirmelerde de bulundu.
“Kılıçdaroğlu, ne vakit yanını diğerine bırakacak?’ diye sorular sorulduğunun belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, umum lider adayı olmak isteyenlere gereken imkanların sunulduğunu söyledi.
Umumi Lider adaylığı için kuralları daha da kolaylaştırdıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, “Partimizde umum yönetici durumunu hak eden çok sayıda arkadaşımız da vardır. Aday olurlarsa elbette onlar da çıkar demokratik prosedür içinde yarışırlar. Biz hiçbir vakit demokrasinin dışında bir hususî arayış içinde olmadık. Ne ben ne de öteki arkadaşlarımız olmadılar. Tam aksine seçime girecek arkadaşların önünde ket olarak görülen bütün ketleri de büyük ölçüde kaldırdık” dedi.
Kılıçdaroğlu, kurultay sonrası CHP’de ne üzere değişimler olacağına yönelik soru üzerine, “Bu kurultayı ‘iktidar kurultayı’ olarak tanımlıyoruz. İktidara geldiğimizde neleri yapacağımızı geniş kitlelere aktarmak zorundayız” diye konuştu.
CHP’nin iktidara gelmesi durumunda seçim sisteminde, Anayasa’da, yargıda neleri değiştireceği, demokratikleşmeye yönelik adımların neler olacağı üzere tüm hususların kurultayda toplulukla paylaşılacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Biz ne düşünüyoruz, Türkiye Cumhuriyeti devleti nasıl yönetilmeli, bu idarenin temel ögeleri ne olmalı, hangi maddelerde ne cins değişiklikler yapılmalı ve bu değişikliklerin cephesi, maksadı ne olmalı bunları açıklayacağız” dedi.
Ayrıyeten dış siyaset, yoksullukla uğraş, her ailenin minimum bir garantisinin olmasına yönelik bir çalışma yapılacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Bu çalışmaların özü de şu: 18 yıldır yapılamayanı biz laf vereceğiz, en geç 5 yıl içinde tamamını yapacağız” açıklamasında bulundu.
“Bu kurultayı bir iktidar kurultayı olarak düşünüyoruz. Tenkitten çok bir ufuk çizmeyi, ufuk vermeyi düşünüyoruz. Bu süreçte alışılmış geniş halk kitleleriyle paylaşacağımız yeni girişimlerimiz de olacak” diyen Kılıçdaroğlu, istihdamın artırılmasına, üretimin desteklenmesine, istikrarlı bir dağıtımın sağlanmasına ait de çalışmaları olacağını vurguladı.
Bir soru üzerine Covid-19 sürecinde toplumsal devletin ne kadar değerli olduğunu bütün dünyanın gördüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, “devletin kendisine 40 yıl vergi ödeyen esnafa 40 gün bakamadığını” öne sürdü. Her şeye karşın karamsar olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Emin olun bu memlekete demokrasiyi getireceğiz. Herkes tasavvurunu özgürce tabir edecek. Karamsarlığı bir tarafa bırakıyoruz, hakikaten önümüzde şık günler var. Bunları icra edeceğiz, çok şık şeyler yapacağız” diye konuştu. (AA)
Gazete Duvar
