Korona virüsü salgını sürecinde cumhurbaşkanlığı sıhhat takımının ‘bir devlet lideri nasıl korunur’ noktasında iyi bir imtihan verdiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “İşte gördünüz birçok devlet lideri, bakanları yakalandılar. Yani bunun latifesi yok” dedi. Kalın, Mısır’ın bölgesel konulara ait ‘pozitif’ adım atması halinde, Türkiye’nin de olumlu yaklaşacağını söz etti.
Kalın, Haber Global’de katıldığı yayında gündeme ait açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının sorulduğu Kalın, güney Kafkaslarda bir güç uğraşının olduğunu söyledi. Türkiye’de bütün kısımların Azerbaycan’ı desteklediğini söz etti.
‘DOĞU AKDENİZ’DE DİPLOMASİ YOLU AÇIK’
Kalın, “Doğu Akdeniz’de bundan sonra ne olacak? Yunanistan-Türkiye masasından nasıl bir sonuç çıktı? Diplomasi tıkandı mı?” sorusunu, “Diplomasi tıkanmadı, diplomasinin yolu açık” diye yanıtladı.
‘MISIR KIYMETLİ BİR ÜLKE’
“Doğu Akdeniz’de Mısır üzere bölgesel aktörlerle daha evvelki tansiyona karşın Türkiye’nin bir yakınlaşması kelam konusu olur mu?” sorusu üzerine Kalın, şunları kaydetti:
“Mısır, bölgenin, Arap dünyasının değerli ülkelerinden birisi. Natürel ki Sisi’nin oraya iktidara gelme biçimi, orada yapılan darbe, öldürülen beşerler, Rabia Meydanı’nda yaşananlar, daha sonraki siyasi tutuklamalar, Mursi’nin hayatını kaybetmesini yok saymamız mümkün değil. Buna karşın Mısır, bölgesel bahislerde müspet bir gündemle hareket etme iradesi ortaya koyarsa Türkiye bunu karşılıksız bırakmaz. Libya, Filistin, Doğu Akdeniz konusunda ve öteki sorunlarda birlikte hareket etme yeri oluşursa Türkiye buna fakat olumlu bakar, buna olumlu katkı sağlar.”
KORONADA HUBER KÖŞKÜ’NDE 70 GÜN
Salgın sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakın takımının Huber Köşkü’nde 70 günlük bir süreç yaşadığını aktaran Kalın, “Orada Cumhurbaşkanımız çok iyi korundu, kendisi de kurallara çok iyi riayet etti. Dışarı çıkmadık, dışarıdan konuk almadık, çok ender bir iki istisna dışında. Dışarıdan gelenler test edildi, maske taktı” dedi.
Bu devirde 70 gün bir yerde, bir yerde olmanın kolay bir şey olmadığını söz eden Kalın, Cumhurbaşkanlığı sıhhat takımının de “bir devlet lideri nasıl korunur” noktasında iyi bir imtihan verdiğini söyleyerek, “Allah nazardan saklasın çok iyi bir imtihan verdik. İşte gördünüz birçok devlet lideri, bakanları yakalandılar. Yani bunun latifesi yok” değerlendirmesinde bulundu.
HER GÜN KORONA TESTİ
Beştepe’de cumhurbaşkanlığı takımına her gün Covid-19 testi yapıldığını belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da daha uzun aralıklarda test yapıldığını söz ederek, bu süreçte kalabalıklara girmediklerini, birçok program ve yurt dışı seyahatlerini de iptal ettiklerini aktardı.
TARİKAT SORUSU: SOMUT DATA VARSA CİDDİYE ALIRIZ
Son devirde tarikatlar ve cemaatlere ait kimi tasaların hatırlatılması üzerine Kalın şu cevabı verdi: “Ortada somut bir data varsa biz bunu ciddiye alırız, almak zorundayız. Biz artık cemaatiz diye yola çıkan bir yapılanmanın (FETÖ) nasıl bir terör örgütü haline geldiğini gördük. Bir hadis var ‘Bir Müslüman birebir yerden iki sefer sokulmaz’ diye. Yani yılan iki kere sokuyorsa artık orda siz aslında denetimi kaybetmişsiniz demektir. Buradan alınan dersler var. Ancak bir tarafta alışılmış ki devlet bu cins cemaattir, tarikattır, siyasal örgütlenmedir, ideolojik kümedir, şudur budur, bunların hiçbir vakit kendi iktidar alanlarını yaşayabilecekleri bir yer olamaz, olmamalıdır. Devlet tarifi gereği bunların üzerindedir, olmak zorundadır. Lakin geçmişe hakikat baktığınızda devleti bu formda ele geçirmeye çalışan çok farklı kümeler daima olmuştur. Bunları da yalnızca dini cemaat ve tarikat diye kodlamak da çok yanlış, farklı ideolojik kümeler da olmuştur.
Dini cemaatlerin toplumun bir gerçeği. Kendi hudutları içerisinde toplumun ortak menfaatine hizmet ettikleri surece legal sonlar çerçevesinde faaliyet göstermelerinden daha doğal bir şey olamaz. Onları ne olduğundan daha toz pembe, ne de olduğundan daha makûs, daha fecî göstermek gerçek bir şey olmaz, onlara haksızlık olur. Yani bütün cemaatler şöyle, bütün tarikatlar bu türlü üzere bir karar vermek de hakikat olmaz” tabirlerini kullandı.
TOPLUMSAL MEDYADAN ATATÜRK’E HAKARET
Kalın, bir öteki soru üzerine Atatürk’e yönelik toplumsal medyada yer alan kimi hakaretlere ait de “Atatürk’ü Müdafaa Kanunu var, bu türlü bir taarruz veya hakaret kelam konusu olduğunda olağan ki hukukun derhal harekete geçmesi gerekir, savcıların. Kanun var yani bununla ilgili, kamu davası açmak aslında onların sorumluluğu, onların yükümlülüğü yani” diye konuştu.
(ANKARA-AA)
Gazete Duvar
