“Tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’de yürüttüğü hafriyat çalışmaları ve elde ettiği bulgularla tarihe ışık tutan Prof. Dr. Klaus Schmidt’un eşi Çiğdem Köksal Schmidt, Şanlıurfa’da komşusunun saldırısına uğradı.

Akın sonrası yara ve morluk izleri oluşan yüzünün fotoğrafını toplumsal medya hesabından paylaşan Çiğdem Köksal Schmidt, olayı şu sözlerle anlattı:

“Dün gece Urfa’da fiziki hücuma uğradım. Bir sene evvel sokaktan sahiplendiğim köpeğim kendi küçük cins köpeğini ısırdı diye günlerdir beni taciz eden, yanlış beyanlarla köpeğimi belediye grupları tarafından aldırtmaya çalışan ‘komşu‘ bayan dün gece beni yeniden şikayet etti. Karakolda uzun süren söz verme sürecinden sonra sabaha karşı meskenime döndüğümde, sokakta tekrar karşılaştım. Bir buçuk metre uzunluğunda demir bir sopayı pusu kurmuş üzere aniden ortaya çıkarıp beni yerde hareketsiz hale getirdi. Başımı tekraren kaldırım taşlarına vurdu. İki kere bayılır üzere oldum, kendime geldiğimde sesim çıktığı kadar çığlık attım. Bu sırada daima, bak kimse sesini duymuyor, kimsenin umurunda değilsin, köpeğin bile duymuyor, öldüreceğim seni diyordu. Tekrar güçsüzleştiğimde, demir sopası ile birlikte sırıtarak kapısını hırsla çarptı, kapattı”

“BUYRUN SİZE KOMŞULUK HİKAYESİ”

“Ayağa kalkmaya çalışırken evvelki çığlıklarımı umursamayan komşulardan biri konutun duvarından aşağı bakarak küfür etti, gidin diğer yerde bağırın dedi” diyen Çiğdem Köksal Schmidt, şöyle devam etti:

“Başımın iki tarafında ödem ve kulaklarımda kan, kaşımda şişkinlik ile yürüyerek Balıklıgöl karakoluna gidip tabir verdim. Hastaneye gidip darp raporu aldım, tomagrafi çekildi. Konutumun anahtarı tüm bu olaylar sırasında bu şahıs tarafından gasp edildi. Başka bir komşunun konutundan duvardan atlayarak konutuma girdim. Bunun için yardım istediğim bir öteki komşu evvel uyuyor çocuklar dedi, sonra meskende yoklar dedi. Buyurun size komşuluk kıssası. Romantikleştirmeye, güzelleştirmeye uğraştığımız komşuluk alakaları. Karakolda birinci tabir sırasında bu bayanın uzaktan sesini duyuyordum, kendisi burada tanındığı için bunu kullanıyor üzere şeyler söylüyordu benim için. O kadar da tanınmıyorum ve bu türlü bir şeyi kullanmayı da bilmem. Bu birinci örnek olsun, bunu okuyan varsa Özge Dursun isimli şahsı ifşa ediyorum, beni darp eden, tehdit eden kişidir.!”

Cumhuriyet