ANKARA- HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla hakkında verilen 2 yıl 3 ay mahpus cezasının Yargıtay tarafından onamasına ait Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Yargıtay’ın kararında bir üyenin hem temel hem de usulen kararın yanlış olduğuna yönelik şerh düştüğünü hatırlatan Gergerlioğlu, “Bana bu milletvekilliğini millet verdi, kimse de alamaz. Uyduruk kararla almaya kalkarlarsa bilsinler. Ben yeniden milletin vekiliyim. Son nefesime kadar milletin vekilliğini yaparım” dedi ve Anayasa Mahkemesi’ne itirazda bulunacaklarını açıkladı.

‘TÜRKİYE’DE ÇIPLAK ARAMA VAR’

Yıllardır insan hakları alanında gayret ettiği için “terörist” ilan edildiğini belirten Gergerlioğlu, yaptığı açıklamada, “Bu çaba insan hakları ihlaline uğrayan mazlumların, mağdurların uğraşı. O yüzden ben boyun eğmem. Bunu herkes bilsin. Katiyen biz hukuksuz ataklara boyun eğecek insan değiliz. Bu türlü bir insan olsaydık meydanlara çıkmazdık. İnsan hakları savunuculuğu alanına hiç çıkmazdık. Ben Allah’tan diğerinden da korkmuyorum” dedi.

Türkiye’de insan hakları ihlallerinin yaşandığını ve bunu her fırsatta lisana getirdiğini belirten Gergerlioğlu’nun açıklamasından öne çıkan tabirler şu biçimde oldu:

TÜRKİYE’DE AZAP VAR: Türkiye’de insan hakları ihlalleri var. Türkiye’de azap var. Türkiye’de insan kaçırmalar var. Türkiye’de çıplak arama var. Türkiye’de cezaevi ihlalleri, hasta mahpuslar, gebe tutuklular var. Bunları söyledim. Yanlış mı bunlar? Hepsi gerçekti bunların. Türkiye’de Kürt sorunu var. Adil olmayan bir halde çözülmeye çalışılan, kanla, çatışmayla, mevtle, gözyaşıyla çözülmeye çalışılan Kürt sorunu var. Ben hayatım boyunca Kürt probleminde adil ve eşitlikçi bir anlayışın lakin tahlil olacağını söyledim. Cürüm mu bu? Türkiye’de hepimizin insan haklarına uygun bir formda yaşaması gerektiğini söylemek cürüm mu? İnsanların ölmesi iyi bir şey mi?

VALLAHİ DE BİLLAHİ DE SUSMAYACAĞIM: Hiçbir ceza beni yolumdan vazgeçiremez. Vallahi de billahi de vazgeçiremez. Üç günlük dünya hayatı için ben davamdan vazgeçeceksem insan hakları anlayışından vaz geçeceksem… Hiç kimse benden bu türlü bir şey beklemesin. Ben bunlardan vaz geçecek olsam bu yollara çıkmazdım. Üç kuruşluk dünya için zalimlerin zorbalıklarına boyun eğecek bir insan değilim. Bizi zindanlara atabilirsiniz. Milletin verdiği vekaletlere saldırabilirsiniz. Fakat hakkı hakikati söylememi engelleyemezsiniz. Bunu da çok iyi bilin. Vallahi de billahi de susmayacağım. Bana bu millet iradesini teslim etti. Kocaeli’nde 90 bin kişinin oyuyla seçildin. Büyük zorluklar ortasında seçildim. Her türlü tehdit şantaj bizim üzerimizdeydi. Terörist ilan ediliyorduk lakin biz boyun eğmedik.

MİLLETİN VEKİLİYİM: Ben KHK ile ihraç edilmiş bir uzman tabibim. Tabip olarak hayatı temel alan bir beşerim. 30 yıldır doktorum. Benim için hayat, can değerlidir. Bunlar için hayatımı feda ederim. Ben bunlar olsun, bu toplum kardeşçe yaşasın diye zulmedenlere karşı gayret ettim ve bizi uyduruk cezalarla cezalandırmaya çalıştılar. Kabul etmiyorum. Ben millet tarafından seçildim. Bir irade tarafından seçildim. O mazlum, mağdur milletin iradesiyle seçildim. Ben zulmedenler tarafından bana ihsan edilen bir milletvekilliği olmadığını biliyorum. Bana millet iradesini teslim etti. Ben milletvekili seçilmeden evvel de insan hakları savunuculuğu yapan bir insandım. Bana bu milletvekilliğini millet verdi kimse de alamaz. Uyduruk kararla almaya kalkarlarsa bilsinler. Ben tekrar milletin vekiliyim. Son nefesime kadar milletin vekilliğini yaparım.

TAHLİL SÜRECİ BİTTİ BİZ ŞEYTAN OLDUK: Yargıtay’ın kararı ortada. Büsbütün skandal bir karar. Yargıtay’ın kararını okuduğunuz vakit göreceksiniz. Çok net bir hukuksuzluk var. Bu hukuksuzluğu çözmek için hukukçu olmanıza gerek yok. Sokaktaki sıradan vatandaş bu karardaki inanılmaz hukuksuzluğu görüyor. Olay şudur. Ben insan hakları savunucusu olarak tahlil süreci öncesi Kürt sıkıntısı çözülmeli diyordum. Bu memlekette kan akmamalı maddelerle bu mevzu düzeltilmeli, yıllardır Kürtler zulüm görüyor dedim. Bunu Kürt olduğum için söylemedim. Ben Türk’üm. İnsan hakları savunucusuyum lakin. Kürt’ün sıkıntısını anlamak için Kürt olmaya gerek yok ki. Bir Türk olarak Kürt’ün uğradığı insan hakları ihlaline ben müdahil olmalıyım. Ben kendimi bildim bileli Kürt sıkıntısı hakkında konuşuyorum. Tahlil süreci öncesinde de konuştum. O vakitler da dışlandık. Tahlil sürecinde konuştum, ‘Aaa ne hoş konuşuyorsun’ dediler. Tahlil süreci bitti biz şeytan olduk. Değişen hiçbir lafım yok tıpkı şeyleri söylüyorum.

HER PERİYODUN ZALİMİ BANA TERÖRİST DEDİ: Ben şahsen bu toplumda tüm insan hakları sıkıntılarının diyalogla çözülebileceğine inanan bir beşerim. Toplumun tüm bölümlerine el uzatan bir beşerim. Benim ne yapmaya çalıştığımı anlayan beşerler Yargıtay kararının akabinde bu hukuksuzluğa reaksiyon gösteriyorlar. Bize yaftalar takmaya çalıştılar. FETÖ’cü dediler, PKK’cı dediler. Her periyodun zalimi bana ‘terörist’ dedi. 28 Şubat’ta da biz başörtü yasağına karşı gayret ederken bize terörist diyorlardı. 24 sene evvel de terörist deniyordu. Yıllardır Kürt sorunu var ve ben insan haklarına dayalı bir tahlil öneriyorum, tekrar terörist diyorlar. Benim bir örgütüm var. Ben yıllardır o örgütteyim. İnsan hakları savunuculuğu örgütü. Herkes bunu iyi bilsin. Bize zalimler ceza verebilir. Fakat yarınlara o zalimlerin isimleri kalmaz. Ömerlerin ismi kalır. Biz adalet peşinde koşmaya çalışan Ömer’ler olmaya çalıştık. Misyonlar mevkiler paralar hepsi geçicidir. Biz hak bildiğimizi söylüyor muyuz o kâfi.

ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURACAĞIM: Enis Berberoğlu vekil olarak tekrar Meclis’e geri dönmüştür. Sayın Berberoğlu büyük bir haksızlığa uğramıştır ve Anayasa Mahkemesi bu mevzuyu düzeltmiştir. Artık benim kararımdaki hukuksuzluk apaçık ortada. Benim vekilliğimi düşürüp daha sonra Anayasa Mahkemesi’nden Türkiye’yi tüm dünyaya mahcup eden bir kararın ikinci kere çıkmasını mı istiyorsunuz? Zati sayın Enis Berberoğlu’nun durumunu izan edecek bir hal yok. Büyük bir skandal var ortada. İkinci bir Enis Berberoğlu hadisesi mı oluşturmaya çalışıyorsunuz? Bir rezalet daha mı yaşansın istiyorsunuz? Anayasa Mahkemesi’nin şu kararı iptal edeceğini, ihlal bulacağını aklı başında herkes biliyor. Bu kararın siyasi bir karar olduğunu herkes biliyor. Ben vekilliğimi bırakmam. Zira bize bu vekaleti millet verdi zalimler vermedi. Anayasa Mahkemesi’ne bugün müracaatta bulunuyoruz. Anayasa Mahkemesi mutlak suretle bu kararı iptal edecek ve ihlal bulacak diye umuyorum. Zira çok açık bir haksızlık vardır. Mutlak suretle Anayasa Mahkemesi kararının beklenmesi gerektiğini söylüyorum.

Gazete Duvar