ANKARA – Türkiye Personel Partisi Genel Lideri İstanbul Milletvekili Erkan Baş, AK Parti ve MHP’li milletvekillerin oylarıyla kabul edilen toplumsal medyaya ait yeni düzenlemeleri içeren yasanın görüşmelerinde konuştu. İşten çıkarılan bir çalışanın IBAN yoluyla tazminatını talep ettiği işverenine karşı bağlantı uğraşını anlatan Baş, “Her şeyi kapatsanız dumanla haberleşip sizi tekrar yıkacağız” dedi.
‘IBAN’I KAPATAMAZSINIZ’
Yasaya ait itirazlarını lisana getiren Baş, işten çıkarılan bir emekçinin hakkını alabilmek için işverenine ulaşma sistemini Meclis kürsüsünde anlattı. Parasını talep eden bir personelin işvereni tarafından Whatsapp’tan engellenmesinin akabinde, işverenin IBAN’ına her gün 1 TL göndererek, “Patron bana paramı ver” dediğini belirten Baş, personelin yaşadığı irtibat uğraşını şu sözlerle anlattı:
“Patron şunu yapıyor: İşçiyi işten çıkarıyor, parasını da vermiyor arkadaşımın. Emekçi, işverene telefon açıyor, diyor ki: ‘Paramı verir misin?’ Bir, iki, üç, dört, parasını vermiyor, telefonu kapatıyor. Personel WhatsApp’tan yazıyor: ‘Paramı verir misin?’ Vermiyor. Twitter’dan, Facebook’tan yazıyor, işveren blokluyor, orayı blokluyor burayı blokluyor falan. En son ne yapıyor biliyor musunuz, hani bizim iktidar çok yapıyor ya? Diyor ki ‘Patron neyi kapatamaz?’ ‘Banka hesabını kapatamaz, IBAN numarası var’ diyor. Her gün 1 lira para yatırıyor IBAN’dan fiyatsız, diyor ki: ‘Patron, bana paramı ver.’ Siz her şeyi kapatsanız IBAN’ı kapatamazsınız. Bu halk size sesini duyurur. Her şeyi kapatsanız -bak, yemin ediyorum- dumanla haberleşip sizi tekrar yıkacağız.”
‘BAŞKA BİR SES DUYMAK İSTEMİYORSUNUZ’
Toplumsal medya paylaşımları nedeniyle cezaevinde olan Taylan Kulaçoğlu’nu selamlayarak kelamlarına başlayan Baş yasaya dair tenkitlerini ise şu sözlerle lisana getirdi:
YASA HERKES A HABER İZLESE HER ŞEY TOZ PEMBE OLUR DİYOR: Nitekim, bu yasanın tartışılış biçimi bile aslında bu yasaya neden karşı olmamız gerektiğini söylüyor. Yani ısrarla ve inatla Parlamento çoğunluğu memleketin gerçek problemlerini gündem yapmıyor burada, biz de inatla ve ısrarla bu memlekette açlık sıkıntısından, yoksulluk meselesinden, insanların vefatla burun buruna çalışmak zorunda kalmasından, bayan cinayetlerinden kelam etmeye devam edeceğiz; gençlerimizin gelecek tasalarından, özgürlük problemlerinden kelam etmeye devam edeceğiz ve bu yasanın da aslında bu sıkıntıları derinleştirdiğini düşünüyorum. Niçin derinleştiriyor? Ülkenin gerçekliği gösterilmezse, beşerler gördükleri gerçekleri paylaşamazsa iktidar daha rahat yönetir yasası bu yasa. Aslında bu yasa “Keşke herkes yalnızca Akit TV izlese, A Haber izlese, işte o denli kanallara baksa ve o gazeteleri okusa memlekette her şey toz pembe görünür” diyor ve bunu istiyor.
BU KANUN GERİCİ: Bu kanun gerici bir kanun; bu kanun korkak bir kanun; bu kanun maharetsiz bir kanun; bu kanun gidici olanların yazdığı her hâlinden aşikâr bir kanun. Niçin gerici biliyor musunuz? Artık, belirli ki internetten falan da anlamayan birileri yazmış, şöyle örnek vereyim anlaşılsın diye: Bu kanunu yazanlar iki yüz yıl evvel kanun yazsalar mesela matbaayı yasaklarlarmış; “Almanya Almanya” diyorsunuz ya, o faşist Naziler kitapları yakarmış ya, bu kanunu yazanlar elli yıl evvel kanun yapsalarmış “Bu kitapları yakalım” diyebilecekleri bir eser olurmuş.
DIĞER BİR SES DUYMAK İSTEMİYORSUNUZ: Siz alıştınız, öbür bir ses duymak istemiyorsunuz, yalnızca toplumsal medyayla ilgili değil. Bakın, çok net bir soru soruyorum: Bugünkü Cumhurbaşkanı, Başbakan olduğundan beri hayatında bir sefer bir muhalifle karşı karşıya oturup tartışabildi mi? Hiç yapamadı bu türlü bir şeyi. Yani karşısındaki birisini, masa başına oturup, karşılıklı konuşup fikriyle ikna etme yeteneği yok. Diğeri bir fikir söylediğinde onu izleyen herkesin diğerine ikna olacağından korkuyor. Toplumsal medyada bunu engelleyemiyorsunuz ya öbür fikirleri, o fikirlerden korkuyorsunuz ve aslında tek adam idaresi diyoruz ya tek adam idaresi, tek ses idaresi. Öbür ses çıktığı anda zira biliyorsunuz, bir tane yanlışsız bin tane palavrası tuzla buz ediyor, bir tane gerçek çıktı mı bin tane palavra yıkılıp gidiyor. (DUVAR)
Gazete Duvar
