BirGün gazetesi müellifi Yaşar Aydın, “2,5 saat boyunca ne konuşuldu?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Aydın yazısında, Saadet Partisi başkanı Temel Karamollaoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortasında gerçekleştirilen görüşmede neler konuşulduğuna dikkat çekti.

Yazıda, görüşmeye Erdoğan’ın Karamollaoğlu’na koltuk yerine kanepeyi göstermesinin damga vurduğu ama neler konuşulduğunun ele alınmadığı tabir edildi.

Aydın, “Karamollaoğlu ile Erdoğan ortasında gerçekleşen toplantıyı yalnızca iki partiyle sınırlamak çok gerçek değil.” dedi ve Abdullah Gül detayına dikkat çekti.

İşte o yazı:

“Haftanın merak uyandıran görüşmesi, hiç kuşku yok ki AKP Genel Lideri Erdoğan ile Saadet Partisi Önderi Temel Karamollaoğlu ortasında yaşandı. Geçmişte birebir partide yer alan ikili, planlanandan çok daha uzun, 2,5 saat süren bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı öncesi Karamollaoğlu ile Erdoğan ortasında boş kalan koltuk çok konuşulsa da görüşmeye dair asıl merak edilenler hâlâ karşılık bulmuş değil.

Temel Karamollaoğlu görüşme sonrası üç değerli başlık sıraladı.

• Erdoğan her şeyin iyi gittiğini düşünüyor.

• Cumhurbaşkanı yalnızca 50+1 sorununda yanlış yapıldığını tabir etti.

• Anlaşamadığımızda anlaştık.

Karamollaoğlu’nun toplantıya dair yaptığı değerlendirmeleri de bu üç başlık etrafında şekillendi. Pekala bu başlıklar nasıl okunmalı? Erdoğan hangi değerlendirmeler ve teklifler karşısında bu cevapları vermiştir? Tahminen bu sorulara karşılık ararken önümüzdeki periyot ittifakların şekillenmesine dair bir kıymetlendirme yapmak mümkün mü?

KARAMOLLAOĞLU YALNIZCA PARTİSİ İSMİNE MI GİTTİ?

Anlaşılan o ki sohbetin değerli kısmını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işgal etmiş. En az memleketin temel sorunları kadar bu gündem de tartışılmış. Tekrar karşılıklardan anladığımız kadarıyla Karamollaoğlu’nun Cumhurbaşkanı’na teklifleri de olmuş. Aldığı karşılığı biliyoruz. Ancak teklifle ilgili ayrıntıya sahip değiliz. Kuşkusuz bu teklifin muhtevası değerli fakat en az onun kadar kıymetli olan, teklifin kimler ismine getirildiğidir. Karamollaoğlu ile Erdoğan ortasında gerçekleşen toplantıyı yalnızca iki partiyle sınırlamak çok yanlışsız değil. Mümkündür ki SP Lideri’nin yaklaşımı şu anda farklı yerlerde duran, hatta farklı partilerde yer alan ‘eski arkadaşları’ da temsil ediyordur. Bu yalnızca varsayım değil tıpkı vakitte Ankara’da konuşulan bir sıkıntı. Hatta eski arkadaşlar ortasında Abdullah Gül’ün olduğu bile tabir ediliyor. Tam burada üçüncü bir soru akla geliyor. Neden bu türlü bir teklif geldi ve şayet Erdoğan’ın cevabı bu kadar net olmasaydı ittifakların dizilişinde bir değişiklik olur muydu?

Bu sorunun karşılığının değeri önümüzdeki birinci seçimlerle sınırlanacak boyutta değil. Kuşkusuz Erdoğan önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu türlü bir takviyesi yanında isterdi. Fakat gelen teklif tüm oyunu tekrar kurmayı gerektirecek boyutta olunca AKP Genel Lideri için tercih talihi bırakmadı. O yüzden birinci seçimlerde ittifakları değiştirecek bir tesirinin olma ihtimali ortadan kalktı.

ERDOĞAN SONRASINA MUHAFAZKÂR HAZIRLIK

Karamollaoğlu, her ne kadar koltuk krizini sıkıntı yapmasa da durumdan rahatsız olduğunu satır ortalarında belirtti. Buna karşın bu sıkıntı üzerinde çok durmadan başta AKP tabanına olmak üzere bildiri vermeye devam etti. Zira bir manada hedeflediğini almış oldu. Bunları sıralarsak:

• Evet, Erdoğan’ı başkanlık sistemi konusunda ikna edemedi lakin ikaz misyonunu yerine getirdiğini kamuoyuna duyurmuş oldu.

• Erdoğan’la, AKP’yle ve AKP tabanıyla bir sorunu olmadığını göstermiş oldu.

• Birtakım sorular ortadan kalkarsa AKP ve onun seçmeni ile birlikte yürüme imkanının olduğunu gösterdi.

• Mili Görüş geleneğine bildiri verdi. Erdoğan seçimi kaybetse bile iktidarda kalabileceklerini anlatmaya çalıştı.

Türkiye seçim sathına girdi. İktidar ve muhalefet cephesi tam sürat bu sürece hazırlanıyor. Anladığımız kadarıyla muhalefet cephesinde birden fazla hazırlık var.

Karamollaoğlu’nun bu ziyareti, gündeme gelen başlıklar ve yaklaşım biçimi gösteriyor ki birden fazla ajanda ile yola çıkılmış durumda. Kısa vade olarak tabir edebileceğimiz Cumhurbaşkanlığı konusunda sıkıntı yeterlice netleşmiş, ittifaklar daha da kemikleşmiş durumda. Lakin bir sonrası için hazırlıklar tam gaz sürüyor. Bu ziyareti bir de buradan okumakta yarar var.”

Cumhuriyet