Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde araştırma vazifelisi olan Adem Yıldırım, 2014 yılında Toplumsal Bilimler ve İdeoloji alanında metinler yayımlayan Kampfplatz Mecmuasına, röportaj için çevirmenlik yaptı. 2014’te Ankara’ya gelen Rojava Halk Meclis Eş Lideri Ebdülselam Ehmed’in röportajında çevirmenlik yaptığı için Yıldırım hakkında Adıyaman Üniversitesi disiplin soruşturması ve ceza soruşturması başlattı. Çevirmenlik yaptıktan 5 yıl sonra hakkında başlatılan soruşturmaya reaksiyon gösteren Yıldırım, “Bir akademisyenin yasal olarak yayımlanan bir mecmuanın hazırladığı soruları çevirmesi nedeniyle disiplin ve ceza soruşturmasına muhatap kılınması kabul edilemez” dedi.
‘HİÇBİR VAKİT RÖPORTAJ VERMEDİM, ÇEVİRMENLİK YAPTIM’
Üniversite idaresinin açtığı soruşturmalar sonucunda Yıldırım, savunma yaptı. “Hakkımda başlatılan soruşturmaların ne vakit ve nasıl yürütüldüğü ve de içeriğinde neyin olduğuna dair en ufak bir bilgi verilmemiştir” diyen Yıldırım savunmasında şunları söyledi: “Soruşturma sürecinde soruşturmacıların hali, üslubu ve sözcüklerin seçimi, evvelce hazırlanmış bir kararın mizanseni biçiminde kendini göstermiştir. Bunun için tebliğ-tebellüğ dokümanlarında ‘şüpheli’, ‘sanık’ üzere sözlerle hitap edilmiştir. Lakin YÖK’ün ilgili mevzuatının 53/a hususunda sırf “soruşturulan” ibaresi kullanılmakta. Israrla, ‘Kampfplatz mecmuasına söyleşi verme’ ya da ‘söyleşiyi baştan sona hazırlama’ biçiminde bir ithamla karşılaştım. Lakin bu, doğruyu yansıtmamakta. Çünkü ben hiçbir vakit söyleşi vermedim yalnızca mecmua ismine tercümanlık yaptım.”
Yıldırım kelam konusu söyleşinin o devir Ankara’da bulunan Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapıldığını ve tüm süreçlerin türel bir biçimde işletildiğini de söyledi: “Çeviriyle soruları yönelttiğim kişi, birlikte fotoğrafımız olan Ebdulselam Ehmed olup, yetkili makamların müsaadesi ve isteğiyle bulunan bir siyasetçidir.”
Kelam konusu mecmuada o periyot PYD’nin Eş Lideri olan Salih Müslim’in de röportajı yer alıyor. Yıldırım bu söyleşiden de kendisinin sorumlu tutulduğunu söyleyerek rektörlüğe yaptığı savunmasında şöyle devam etti: “Soruların yöneltildiği Salih Müslüm’le hiç karşılaşmadım ve görüşmedim. Açıkçası röportajı kimin yaptığına dair bir fikrim de yoktur. Öteki taraftan, söyleşi yapılan kişinin fikirleri nedeniyle söyleşideki soruları çeviren kişinin soruşturulması, cezalandırılması her şeyden evvel hata ve cezaların kişiselliği prensibine terstir. Kaldı ki bir akademisyenin yasal bir mecmuanın hazırladığı soruları çevirmesi nedeniyle disiplin ve ceza soruşturmasına muhatap kılınması kabul edilemez.”
‘SİSTEMATİK MOBBİNGE MARUZ KALDIM’
“Fakültede sistematik bir biçimde mobbinge uğradım ve işçi tarafından dışlandım” diyen Yıldırım, “Benimle dolaşan arkadaşları uyararak, benimle münasebetlerini kesmelerini aksi takdirde takım alamayacaklarını söylemişler. Lakin ben bunu çok sonraları öğrendim. Rektörlüğe yaptığım savunmaların hiçbirini dikkate almadılar” sözlerini kullandı.
Yıldırım son olarak şöyle devam etti: “Bu süreçte Kampfplatz mecmuasının mevcut idaresi, mecmuanın sahipleri olanlar, beni yalnız bırakmış, yapmış olduğum röportajı internet sayfasından kaldırmıştır. Ben yanlış bir şey yapmadım. Asıl yanlışlık, maruz kaldığım bu denli şeye sessiz kalmaktır. Üniversite beni vazifeden ihraç etti fakat isnat edilen suça dair en ufak bir ibare yer almamakta. Adeta yangından mal kaçırır üzere bir kararla ihraç edildim. Bu süreçte Kafka’nın Dava romanında yazdıklarını şahsen yaşadım.”
KHK’YE DAYALI İHRAÇ KARARI…
YÖK, geçtiğimiz Eylül ayında 375 Sayılı KHK’nin süreksiz 35’nci hususuna dayanarak Yıldırım’ın ihraç edilmesine karar verdi. Adıyaman Üniversitesi Rektörlüğü de böylelikle Yıldırım’ı, ‘PYD/YPG silahlı örgütü kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında…’ diyerek ihraç etti.
OHAL’İN TESİRLERİ…
Öte yandan YÖK’ün Yıldırım’ın ihracına münasebet oluşturan 375 Sayılı KHK’nin süreksiz 35. hususu 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen OHAL’in tesirlerinin sürdüğünü gösteriyor. Bu unsur 2018 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karara göre üç yıl mühletle; terör örgütlerine yahut Ulusal Güvenlik Kurulunca Devletin ulusal güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum yahut kümelere üyeliği, mensubiyeti yahut iltisaki veyahut bunlarla irtibatı olduğu bedellendirilen; mahalli yönetimler işçisi, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen konseyin teklifi üzerine İçişleri Bakanı’nın onayıyla kamu vazifesinden çıkarılır.
Gazete Duvar
