Cihan Başakçıoğlu
İZMİR – Ekolojik talan girişimleriyle gündeme gelen Kuzey Ege, bu defa de Rüzgar Güç Santrali (RES) girişimlerinin maksadında. İzmir’in Dikili ilçesinde bulunan Merdivenli ve Denizköy mahalleleri mevkiinde Çandarlı RES Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan RES girişimi için Çevresel Tesir Kıymetlendirme (ÇED) süreci başladı. Girişimin 1/100.000 ölçekli imar planlarında, ‘Orman, Tarım ve Doğal Karakteri Korunacak Bölge’ niteliği taşıyan 7 hektarlık ortamda 7 RES tribünü kurulacağı tabir ediliyor. Tekrar girişim alanı İzmir-Dikili Termal Kültür ve Turizm Muhafaza ve Gelişim Nahiyesi içerisinde nokta alıyor.
Başkaca yapılması planlanan RES’lerin, Dikili Çandarlı Göleti Uzun Aralı Himaye Alanı’na yakınlığı da dikkat çekiyor. Tribünlerin kurulacağı ortamın yerleşim yerine uzaklığı sadece 490 metre. Tekrar Denizköy nahiyesinin turizm açısından kıymeti de dikkat çeken detaylardan biri.
DAHA EVVEL FACİADAN DÖNÜLMÜŞTÜ
RES’lerin tarım yerlerine zararları bilinmesine karşın, daha evvel birebir kesimde Çandarlı merkezine yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta Bıçakçılar Elektrik isimli şirket tarafından iki adet RES tribünü kurulmuş, 2016 yılında 45 tonluk RES pervanesi koparak 220 metre uzaklıktaki yerleşim sahasına düşmüştü. Yaşanan vakanın sonucunda faciadan dönülürken, yerde yaşayan yurttaşlar duruma reaksiyon göstermişti.
EKOLOJİSTLERDEN REAKSIYON
Ortamda bulunan ekolojistler ve tabiat aktivistleri ise girişime reaksiyonlu. Doğal ve Kültürel Ömür Teşebbüsü Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, girişimin planlandığı ortamın Çandarlı ve Dikili arasında hem turizm hem de yeşil alan olma özelliği açısından değerli olduğunu söyledi. Daha evvel de bu kesimde bir çok girişimin gündeme geldiğini, son süreçte ise RES’lerin gayesinde olduğunu tabir etti.
Yerde yapılacak olan RES’lerin, etraf ve topluluk pahalarını etkileyecek bir pratik olduğunun altını çizen Karaçorlu, “Ülkemizde hükümran üretim ve tüketim sistemi olan kapitalizmin yarattığı güç açığı büyüyen bir açıktır. Bu açığı kapatmanın tahlili de doğayı ve topluluğu yok sayan yanlış ve haksız pratikler olmamalıdır” dedi.
“Milyonlarca yıldır çözülebilen bir gereksinim olan güç elde etme biçimi son yüzyıldır artan endüstrileşme ve çarpık kentleşme ile memleketimizde doğayı ve topluluğu yok sayan duru güç aldatmacası ile önümüze çıkmaktadır” diyen Karaçorlu, ortamda yapılacak RES’lerin hem prodüksiyon aşamasında hem de yapıldıktan sonra ormanlık ve makilik olan bitki örtüsünde önemli tahribat yaratacağını tabir etti. RES’lerin doğal hayat bakımından münhasıran kuşların uçuş yollarını önemli manada etkilediğinin altını da çizen Karaçorlu, tribünlerin kesimde ekolojik katliam yapabileceğini vurguladı.
‘NEREDE RES VARSA ALTINDA KUŞ UÇMUYOR’
Girişimin planladığı nahiyede yaşayan ekoloji aktivisti Oktay Konyar da “yenilenebilir enerji” olarak nitelendirilen RES’lerin aslında büyük felaketlere yol açtığını belirterek, şu noktalara dikkat çekti: “Ülkemize baktığımızda yenibelenebilir güç konusunda RES’ler değerli bir faktördür diye düşündüler. Dünya buna döndü dedik. Lakin bir bakıyorsun RES’ler bir felaketi getiriyor. Bugün Türkiye’de nerede bir RES varsa altında kuş uçmuyor kervan geçmiyor. Karaburun, Çesme örneği dibimizde. Bergama’da da başladı. RES’ler kendi saltanatlarını kuruyorlar. Az gelişmiş devletlerde hükümran oldular. Gidin bakın nerede RES varsa orada bir hayat yok artık. Daha evvel de Bergama’nın Yurtdağ diye bir nahiyesinde yapıldı. Buradaki fakir yerlerden birisi. Orada yüzlerce RES yaptılar ve o kişilerin hayat yerleri delik deşik oldu, perişan oldular. Lakin ismi yenilenebilir güç.”
RES’lerin zararlarının gözardı edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Konyar, “HES’lere JES’lere onuz lakin bunu gözardı etmeye başladık. Bu daha büyük bir felaket. 18 yıl neden altın madenine karşı çıktık? Ekoloji ile ilgili şu an Türkiye’den tık çıkmıyor. RES’leri istemiyoruz” dedi.
Gazete Duvar
