Gazeteci Müyesser Yıldız, geçtiğimiz yıl 8 Haziran’da konutu basılarak gözaltına alınmış, akabinde da tutuklanmıştı. Yıldız’ın tutuklanmasına münasebet olarak, “Devletin güvenliğine ait bilgileri temin ve açıklama” gösterilmişti.
Gazetemiz müellifi Barış Terkoğlu, “Kör Nokta” isimli köşesinde, “Cumhurbaşkanlığı tabire çağrılabilir” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Gazeteci Yıldız’ın tutuklanmasıyla sonuçlanan süreci hatırlatan Terkoğlu, “Mahkemeye nazaran, “Libya’da görevlendirilen komutanın ismi” devlet sırrı olmasa da açıklamak suç!” diye yazdı.
Terkoğlu; yazısının devamında, 24 Ağustos 2021 tarihli Resmi Gazete’de Azerbaycan, Libya, Afganistan ve Almanya’da görevlendirilmiş yedi generalin açık isimleriyle yazıldığını aktardı. Terkoğlu, Resmi Gazete’nin tıpkı sayısında, MİT’te görevlendirilen bir general ile MİT’ten giden bir öbür generalin de açık isimleriyle yazıldığını tabir etti.
MÜYESSER YILDIZ HAREKETE GEÇTİ
“İşte bu olay Müyesser Yıldız’ı harekete geçirdi. Yıldız, “Madem suç” diyerek geçen hafta “Resmi Gazete Sorumluları”ndan şikâyetçi oldu. Hem de kendisi hakkında soruşturma yapan, iddianame yazan, ceza isteyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na” sözlerini kullanan Terkoğlu, 2018 yılında çıkan bir kararnameyle Resmi Gazete’yi çıkarma yetkisinin, Cumhurbaşkanlığı ismine, Cumhurbaşkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü’ne verildiğini anımsattı.
Terkoğlu, yazısının devamında şu sözleri kullandı:
“Kısacası Resmi Gazete’nin sorumlusu, her şey üzere Cumhurbaşkanlığı.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı için epeyce sıkıntı bir karar… Çünkü bu durumda savcılık, eğri ya da hakikat hukuktan anladığını, herkese eşit uyguladığını göstererek Cumhurbaşkanlığı yetkililerini söze çağıracak. Hatta Müyesser Yıldız’a yaptığı üzere tutuklamaya sevk edecek. Ya da “Biz de buyruk kuluyuz” diyerek bağımsız bir yargı olmadığını kabul edip “Bu bilgileri açıklamak kabahat değil” diyecek. Bu kere de Müyesser Yıldız, “Demek hata değil” diyerek verilecek kararı temyiz mahkemesine taşıyacak.
Siz olsanız hangisini yapardınız bilmem. Fakat bugünkü yargının ne karar vereceğini varsayım etmek sıkıntı değil. Yeniden de her durumda Resmi Gazete’nin tarihinde bir birinci yaşanacak.
Bütün yetkileri hükümdara vermişlerdi. Bütün yetkiler hükümdara verilince, herkes yetkisiz kaldı. Kral, kral olduğu için suçlanamayınca, gazetesi suçlandı.
Meğer o gariban bir gazete. Bu da geçer Resmi Gazete, bu da geçer…”
Cumhuriyet
