Emrah Serbes’in tıpkı isimli yapıtından uyarlanan Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi, izleyici karşısına çıktığı birinci günden itibaren büyük bir heyecanla takip edildi. Alışık olmadığımız bir eşgale sahip, vicdanlı, elindeki ‘resmi’ gücün kirine bulaşmış, kalıplara uymayan bir polisti Behzat Ç. Ne soyadı belirliydi, ne de ne vakit ne yapacağı… Ona dair kestirilebilen en temel his, hepimizin hassasiyetlerine sahip olmasıydı. Herkes üzere küfür ediyor, herkes kadar parasız kalıyordu, o ve grubu. Herkesten az makus değildi, herkes kadar iyiliğe ve sevgiye muhtaçtı.

Karşımıza Türkiye dizi tarihinin unutulmaz karakterini çıkaran, dizinin senaristi Ercan Mehmet Fazilet ülkenin kodlarını tam manasıyla içselleştirmiş, bunu kağıda dökerken de hiçbir sansür sistemine boyun eğmemişti, ta ki son güne kadar…

KİRLİ, YORGUN VE ÇÖKMÜŞ BEHZAT Ç.

Behzat Ç., dünyada birçok örneğini izlediğimiz anti kahramanın en ‘yerli’ ve ‘milli’ örneğiydi. Kirliydi, saçları ve sakalları birbirine karışmıştı, yorgundu, gözaltları çökmüş ve adaletsizlikle tokatlanmış, parayla, itibarsızlaştırmayla sınanmıştı.

Behzat Ç., izleyicinin kalbinde kendi yerini gittikçe sağlamlaştırırken diziye ‘Ercüment Çözer’ karakteriyle Nejat İşler dahil oldu. Ercüment Çözer’in hürmet takıntısı kolay bir trafik denetiminde Behzat Ç.’ye tosladı ve ilerleyen dönemlerde ikili ortasında gelişen aksları izledik. Ercüment Çözer, o şanslı ‘beyaz’ azınlık kadar pak, prestijli ve çeşmenin başındaydı. ‘Kötü çocuk’tu lakin dizleri kanamamıştı; güçlüydü ve ağabeyleri daima ardındaydı. Adalet terazisi daima ondan yanaydı. Spor yapmak ve sevişmek, cinayet işlemek ve saçlarını boyatmak tıpkı motivasyona hizmet ediyordu: Hürmet. Behzat Ç.’nin dizi boyunca yalnız bir kere elini sürebildiği ve bedelini çok ağır ödediği Ercüment Çözer, en nihayetinde kendi korunaklı alanında, kendi kurallarıyla farklı bir yola saptı.

Birçok spekülasyonu beraberinde getiren, tarafların karşılıklı atışmalarıyla sonuçlanan tartışmaların akabinde ‘Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’ 6 yıl sonra BluTV’de başlayan ikinci macerasını bir finale erdiremeden bitirdi. BluTV’deki bu ‘ikinci bahar’ alışık olduğumuz Behzat Ç.’nin ötesinde bir noktaya savrulmuş, yeraltı-devlet-polis çekişmesine dönüşmüştü. Birtakım erken finaller iyidir, zira ayrılık da sevdaya dahildir.

ERCÜMENT ÇÖZER YOLA YALNIZ DEVAM EDİYOR!

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’nin demirbaşlarından olan Ercüment Çözer, bu tartışmalardan sıyrıldı ve ‘Saygı-Bir Ercüment Çözer Dizisi’yle BluTV ekranlarında izleyici karşısına çıktı.

Bir spin-off olan dizi, bu defa Ercüment karakterinin puslu kalan yanlarına odaklanmaya niyetleniyor, Çözer’in daima karanlıkta kalan ‘adalet’ anlayışı, hürmet takıntısı ve kişiliğinin buhranları öykü ediliyor.

Nejat İşler’in canlandırdığı Ercüment Çözer, tam da İşler üzere, sakin, yol yöntem bir öfkeyi yüzünde taşıyor. Onun bakışlarında garip, kendisine tezat bir öfkeyi görebilirsiniz. Dikkatli bakın, Ercüment Çözer, Nejat İşler’in bakışlarında gizli!

Gelelim dizinin konusuna… Ercüment Çözer, yozlaşmış Türkiye’de, devletin adaletine inanmayan bir iş insanıdır. Ekonomik dertleri olmayan karakterimiz, kendi kurallarıyla insanlara ‘saygı’yı öğretir. Kolay soruları vardır, kolay programlar izler ve sermayeyle olan bağlantısında mahallenin bıçkın delikanlısıdır. Tüm Türkiye’yi ‘rehabilite’ etmek üzere bir muradı vardır: Cinsel akın failleri, hayvan katliamcıları, bayan düşmanları… Çember geniştir ve Ercüment Çözer’in kolları sandığımızdan daha uzun ve kapsayıcıdır. Tüm kötülükleri kucaklayıp yok edebilecek bir şuurla birinci icraatına başlar ancak bu defa onu cezbeden diğerleri vardır. Şahane oyunculuğuyla Boran Kuzum ve Miray Daner… Helen ve Savaş… Öteki sınıfların, kültürel dünyaların insanı iki genç, aşk ve bir maksat uğruna yanyana gelmişlerdir ve yolları bir formda Ercüment Çözer’le kesişecektir.

YENİNİN ENSESİNDE…

Behzat Ç.’den aşina olduğumuz, yeni siyaset ve toplumsal problemlere dair göndermeler, ‘Saygı’da da birinci kısımdan kendini gösterdi. Bayanların, sokaklarda, caddelerde, ablukalarda, her türlü eril şiddet karşısında ilmek ilmek ördüğü gayretin yansımasını gördüğümüz birinci kısımda, bilhassa son yıllarda yaşanan ihraçlarla içi boşaltılan ve vasıfsızlığın kalesine dönüştürülen akademideki cinsel atakla açılan dizi, Ercüment Çözer’in kendine has ‘adaletiyle’ nihayete erdi. Toplumun büyük kısmında infiale yol açan hak ihlallerinden birkaçını gördüğümüz dizinin birinci kısmı, izleyeceğimiz kıssanın karakterine dair bir ipucu verirken asıl imtihanının da kapıda olduğunu gösteriyor: Behzat Ç.’de, güç vakitlerde büyük bir yürekle ekranda gördüğümüz Cumartesi Anneleri, Yüksel aksiyoncuları ve daha nicelerine karşı geliştirilen gerçeklik, sanatsal estetik ve konjoktürel hal, ‘Saygı’da kendine ne kadar yer bulacak, Ercüment Çözer, kimlerin ‘adaleti’ni arayacak, daima birlikte izleyip göreceğiz…

Gazete Duvar