Atatürkçü Fikir Derneği (ADD) Genel Lideri Hüsnü Bozkurt, Atatürkçü fikrin kurtuluşun ve kuruluşun temel ideolojisi olduğunu vurgulayarak “Kemalizm, dünyanın en haklı, ahlaklı, namuslu devletlerinden biri olarak kurulan Türkiye’nin temelindeki harcın mayasıdır. Atatürkçü kanıyı, 84 milyonun ortak pahası olarak görüyorum” dedi. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyete yönelik hücumların önemli bir şuur kaybının eseri olduğunu kaydeden Bozkurt, “Bu hücumlar, Türk milletinin geleceğini karartma eylemleridir” sözlerini kullandı.
ADD’nin 25-26 Eylül tarihlerinde gerçekleştiren 6. olağan Genel heyetinin akabinde oybirliği ile ADD Genel Lideri seçilen Hüsnü Bozkurt, Atatürkçü kanıyı, ADD’yi, Türkiye’nin meselelerini ve çıkış yollarını anlattı. Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
– ‘Atatürkçü düşünce’yi nasıl tanımlıyorsunuz?
Atatürkçü kanıyı, Cumhuriyetin ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yani kurtuluşumuzun ve kuruluşumuzun temel ideolojisi olarak tanımlıyorum. Bu ideolojiyi Atatürk, 1935’teki CHP kurultayında “Kemalizm” olarak tanımladı. Münasebetiyle, Atatürkçü fikir ile Kemalizmi eşanlamda değerlendiriyorum. Kemalizm, dünyanın en haklı, ahlaklı, namuslu devletlerinden biri olarak kurulan Türkiye’nin temelindeki harcın mayasıdır. Temel ideoloji dediğimiz dünyaya: halkın en ücra köşedeki ferdin hak ve çıkarlarını müdafaa merceğiyle bakmaktır. Temel ideoloji, antiemperyalist olmaktır. Kemalist Cumhuriyet demek, Nazilli Basma Fabrikası’nı, Köy Enstitülerini, Çubuk Barajı modelini, Kayseri Uçak Fabrikası’nı yaratmak demek. Cumhuriyetin birinci yıllarında yenidoğan vefat oranı binde 153. Zira şeker yok, glikoz eksikliğinden direnç oluşmuyor. Bu yüzden birinci iş şeker fabrikası kuruluyor. Çocuğun altına saracak bez yok. Nazilli Basma Fabrikası açılıyor. Bunların hepsi Kemalizm. Atatürkçü düşünce’yi, 84 milyonun ortak pahası olarak görüyorum.
‘TÜRKİYE’Yİ BÖLMEYE UĞRAŞIYORLAR’
– Atatürk’e her geçen gün akınlar artıyor. “Türkiye, kuruluş ideolojisinden uzaklaşıyor” yorumları yapılıyor. Ne düşünüyorsunuz?
Cumhuriyete ve Atatürk’e yönelik atakları önemli bir şuur kaybı olarak görüyorum. Türk milletinin geleceğini karartma hareketleridir. Mustafa Kemal’den, laiklikten, bilimsel yapıdan kopulduğunda bu coğrafyada bütün kalınamaz. ADD Genel Başkanlığı’na aday olmamın temel nedeni, Türkiye’nin gidişindeki olumsuzluktur.
Türkiye’yi 1950’den beri yönetenler, Türkiye’nin kuruluşundaki kuruluş harcına katılan mayanın özünü gereğince kavrayamadı.
Cumhuriyet, iki temel üzerinde yükseldi. Biri bayan, oburu laiklik ihtilali. Bayanı öteleyen, laikliği zedeleyen her teşebbüs, Cumhuriyetin temelinden sökülmüş bir taş olarak görülmeli. Bu coğrafyada 300 yıldır kan durmadı. Sevr ile denediler, Mustafa Kemal ve Kuvayı Ulusala engelledi. Artık de BOP ile deniyorlar. Antiemperyalist olmak, bunu fark edip Türkiye’nin bütünlüğünü korumaktır. Bunun tek yolu Cumhuriyetin laik özüne ve kurucusu olan Atatürk’ün ideolojisine sahip çıkmaktır. Solculuğu etnik ayrımcılık, demokratlığı da mezhep şovenizmi olarak görürsen gidebileceğin hiçbir yer yok. Emperyalizm, mikro milliyetçilikler ile ülkeleri bölmeye çalışıyor. 26 ülkeyi bir ortaya getirip Avrupa Birliği kurdular. Geldiler, Türkiye’yi bölmeye uğraşıyorlar.
– Türkiye, kısa müddette büyük atılım yaptı. Temelinde ne vardı?
Tüten tek bir fabrika bacası yoktu. En değerli evlatlar savaşlarda kaybedildi. Dorukta Düyunu Genele borcu vardı. Buna karşın Kayseri’de uçak fabrikası kuruldu. Bu neyle yapıldı? Benim anladığım tek şey var; devleti namusla yönetmek. Türk Hava Kurumu’nun hesabında 40 para eksik çıktı diye verilen çaba var. Kastettiğim bu anlayış. Bakanlığına dezenfektan satan eski bakan ortalıkta dolaşıyor. Problem, THK’deki 40 parayı sabaha kadar arayan ahlak anlayışıdır. Devlet bu türlü kuruldu. Bugün devlet namusla yönetilsin, 3-4 yıl içinde ne dış borç ne göç ne işsizlik sorunu kalır. Buna kalıbımı muvaffakiyetim.
– Gazetemiz müellifleri da olan ADD kurucuları katledildi. ADD, FETÖ kumpaslarının amacı oldu. ADD niçin hedefteydi?
Muammer Aksoy ve kurucu takım, kurulduktan sonra aylarca görüşme yaptı. Sendikalara, rektörlere, parti başkanlarına, Meclis Liderine gittiler ve “Atatürkçü fikir sistemini yine hâkim kılmak lazım” dediler. Muammer Aksoy, kısa müddet sonra üç kurşunla katledildi. Sonra Bahriye Üçok, 1993’te kalpaksız kuvvacı Uğur Mumcu, 1999’da Ahmet Taner Kışlalı katledildi. Yıllar sonra, 2007’de Şener Eruygur kumpasla içeri atıldı. Bu, ADD’nin antiemperyalist, Kemalist duruşunun bedeli ancak gerçek duruş olduğunun da göstergesi. Kemalist Cumhuriyetin, çıkış yolu olduğunu büyük cüretle anlatacağız. Bedeli neyse de ödeyeceğiz. Mustafa Kemal, Cumhuriyeti boynunda idam fermanı ile 22’den fazla isyana, 23’ten fazla suikast teşebbüsüne karşı kurdu. İsminde Atatürk olan tek derneğiz. Bunun da sorumluluğunun gereğini yerine getireceğiz.
ADD’DEN ANAYASA ÇALIŞMASI
– Geleceğe yönelik projelerinizden kelam eder misiniz?
İkili bir çalışma düşünüyoruz. Genel Merkez’de, bir yıl içinde beş farklı bahiste çalıştay yapacağız. Bu hususların temel başlıkları anayasa, hukuk, sıhhat, iktisat ve dış siyaset olacak. Beş bahis hakkında teklifler sunacağız. 1961 Anayasası’nın özgürlüğünü baz alan bir anayasa önerisi olacak. Eğitim teklifimiz, Mustafa Kemal’in “Millet Mektepleri”nden başlayıp üniversite reformuyla devam eden laik, bilimsel eğitim temelli olacak. Sıhhatte, toplumcu sıhhat tekliflerimizi sunacağız. İktisatta, karma ekonomiyi temel alan, yüksek katma bedelli mal ve hizmet üretimine yönelmiş topyekûn kalkınma hedeflenmiş olacak. Dış siyasette ise bölge merkezli, mütekabiliyet temelli, tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalist Kemalist dış siyaset temel olacak.
Bu çalışmalar yapılırken, eşzamanlı olarak da örgütlü olduğumuz 374 yerleşim ünitesini tek tek dolaşacağız. Üç yıl içinde Anadolu’yu dolaşmaya kararlıyım. Valiyi, kaymakamı, belediye liderini, Emniyet müdürünü ziyaret edeceğiz. Tekliflerimizi sunup, “Bizim sıkıntımız ülkemiz” diyeceğiz. Kemalizmin namus sesini, sis çanı üzere ülkemizin semalarına asacağız. O tınladıkça Cumhuriyeti anlatacağız. ADD’nin misyonu bu olmalı. ADD hiçbir makamın sıçrama tahtası değildir. Bu bir toplumsal vazife. ADD, bugünün Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olmalı. ADD’nin görüşü, bütün siyasi partilerce merak edilmeli; “ADD bu hususta ne düşünüyor” diye sorulmalı.
– Birebir vakitte bir hekimsiniz, pandemi devrinde gitgide artan aşı zıtlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aşı aykırılığı çok vahim. Bu, bilimsel laik eğitimden uzaklaşmamızın, akıl ve bilim yolundan kopmamızın sonucudur. Virüs salgınlarının tek tahlili aşıdır. Öbür tahlili yoktur. Salgın, ülkemizde çok daha bilimsel, akılcı yönetilebilirdi. Bu eksiklikleri bir kenara koyarak söylüyorum, kesinlikle aşı olunmalı. Aşı aykırılığının hiçbir bilimsel temeli yok.
‘CEZALAR AKIL TUTULMASI’
Bozkurt gazetemize verilen ilan kesme cezası ve muhabirlerimize açılan davalar içinde şunları kaydetti:
“Bu ülkede ismini Atatürk’ün verdiği her şey, emperyalizmin maksadında oldu. Yunus Nadi’nin matbaayı Ankara’ya taşıyarak kurduğu, ismini Atatürk’ün verdiği Cumhuriyet gazetesi, değişik periyotlarda daima ataklara uğradı. Cumhuriyet’i susturmaya çalışmak, hiçbir vakit sonuç vermez. Cumhuriyet, Atatürk’ün emanetidir, asla dokundurtmayız. Cumhuriyet gazetesinin büyüklüğü, tirajla ya da öteki şeyle ölçülmez. Cumhuriyet, Anadolu’da Ulusal Mücadele’nin sesi olarak örgütlenmiş, Ulusal Bağımsızlık Savaşımızın sesi olarak kurulmuş gazetedir. Verilen cezalar akıl tutulması.’’
Cumhuriyet
