Bel ağrısı, toplumun genelinde en sık görülen şikayetlerin başında geliyor. Hayat kalitesini olumsuz istikamette etkileyen ve halk ortasında ‘omurga romatizması’ olarak bilinen ankilozan spondilit üzere hastalıkların birinci belirtisi inflamatuar bel ağrıları oluyor. Ülkede yaklaşık 300 bin kişinin bu sorunu yaşadığını, fakat toplumda bu hastalığın gereğince tanınmadığına dikkat çeken Romatoloji Uzmanı Dr. Şule Ketenci Ertaş, “Hastalık çoklukla 30 yaşın altında ortaya çıkıyor. Fakat birinci şikayetler ile teşhis ortasında 7-8 yıl fark oluyor. Bu nedenle 3 aydan uzun süren bel ağrısı dikkat alınmalı, doktora başvurulmalı. Hayat kalitesini olumsuz etkileyen ve iş gücü kaybına da yol açan bel ağrısı tıpkı vakitte hastaneye gitme nedenlerinin de başında geliyor. Mekanik bel ağrılarının bel fıtığı, yapısal bozukluklar, travma ve omurgada kireçlenmeden kaynaklanabiliyor. Bu ağrılar daha çok ağır kaldırma ve zorlanma sonrası ortaya çıkar, dinlenme ile rahatlar” diye konuştu.

‘KRONİK OLARAK ADLANDIRILIYOR’

Hastalığın ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Ertaş, “3 aydan uzun süren bel ağrıları ise kronik bel ağrısı olarak isimlendiriliyor. Bu ağrıların büyük kısmında da altta yatan öteki bir neden olabiliyor. Kronik bel ağrısına erken devirde teşhis koymanın ve altta yatan nedeni bulmak kıymetli. Bel ağrısı yaşayan bir hasta öncelikle fizikî tıp ve rehabilitasyon, beyin cerrahisi ve ortopedi kısımlarına başvuruyor. Hastalar uygulanan tedavilerin akabinde da büyük oranda sıhhatine kavuşuyor. Fakat inflamatuar karakterde bel ağrısı olan hastalar; bel fıtığı üzere diğer bir tanısı olsa da romatoloji uzmanına başvurmakta gecikmemeli” sözlerini kullandı.

“KALÇA AĞRISI İLE DE KARŞIMIZA ÇIKABİLİR”

Kelamlarını sürdüren Ertaş şöyle konuştu:

“Bu ağrılar, istirahatle kötüleşir, hareket ve antrenmanla rahatlar. Sabah tutukluğu ve günün ilerleyen saatlerinde düzelme gözlenebilir. Gece uykudan uyandıran ağrı ve değişen kalça ağrısı ile de karşımıza çıkabilir. İltihaplı bel ağrılarının belirti olarak dikkat çektiği hastalıklardan biri de ankilozan spondilit. Ünlü tiyatro oyuncusu Suna Pekuysal’ın da yaşadığı bir rahatsızlık olduğundan onun ismiyle da anılan bu hastalık, ülkemizde her 200 erkekten birinde ve her 500 bayandan birinde görülüyor. Hastaların büyük çoğunluğunun 30 yaşın altında olmasına rağmen teşhis süreci çok uzuyor.”

“HASTAYA UYGUN TEDAVİ ÖNEMLİ”

Uygun tedavinin ehemmiyetine değinen Ertaş, “Hastalığın hikayesi, fizik muayene bulguları ve görüntüleme yolları sonrası teşhis konulan hastalara iltihap giderici ilaçlar veriliyor. Böylelikle kronik hastalığın seyri yavaşlatılmaya çalışılıyor. Uygun hastaya uygun tedavi verildiğinde epeyce yüz güldürücü sonuçlar elde ediliyor. Burada gaye; ağrısız, bedende kalıcı yapısal bozuklukların gelişmediği ve iltihabi durumun yol açabileceği öbür organ bozukluklarının önüne geçmektir” formunda konuştu.

Cumhuriyet